GenelKıbrısManşet

Sucuoğlu: Rahat ve nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım

Başbakan Faiz Sucuoğlu, ortaya atılan hükümet senaryoları ve Bakan isimlerinin dedikodudan ibaret olduğunu söyleyerek, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın KKTC sevgisine övgüler yağdırdı ve iki devletli sözde çözüm modelinin tam olarak arkasında olduklarını belirtti

Sucuoğlu: Rahat ve nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım

Sucuoğlu, hükümeti kurma görevi alabilmesi için Anayasa’ya göre önlerinde 10 günlük bir yasal süreç olduğuna işaret ederek, hızlı bir şekilde hükümeti kurmak için bu süreyi iyi değerlendireceklerini belirtti.

Sucuoğlu, “Hükümeti kiminle kuracağımız henüz belli değil ama rahat, nisap sorunu yaşamayan bir hükümet lazım. Hedefimiz uzun ömürlü bir hükümet” dedi.

“İki egemen eşit devlet tezinin UBP olarak tamamen arkasındayız”

Başbakan Sucuoğlu, Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Ersin Tatar’ın da savunduğu sözde ‘iki egemen eşit devlet’ tezinin, hem Kıbrıs‘ın kuzeyinin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu bir karar olduğunu belirtti.

Sucuoğlu, “Biz de UBP olarak bu kararın tamamen arkasındayız ve tam destek veriyoruz. 50 yıldır harcadığımız ama bir arpa boyu yol almadığımızı gördüğümüz bir jenerasyon harcadık bu federasyon hikayesiyle ve bir 50 yıl daha kimsenin tahammülü yoktur” şeklinde konuştu.

“Beklediğimiz, YSK’nın kesin sonuçları Resmi Gazete’de yayımlamasıdır”

Hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili çıkan haberlerin dedikodu olduğunu, “spor toto” gibi “o bakanlık senin, bu bakanlık benim” şeklinde kendilerince isimler ortaya koyulduğunu kaydeden Sucuoğlu, bunların yanlış şeyler olduğunu söyledi.

Sucuoğlu, “Biz bütün partilerle görüşeceğiz, arkadaşlarımız gayri resmi olarak da görüşüyor. Düşüncelerimizi söylüyorlar, düşüncelerini alıyorlar. Beklediğimiz, YSK’nın kesin sonuçları resmi gazetede yayımlamasıdır” dedi.

“Bugün itibariyle başlayacak bütün ödemelere hayat pahalılığı yansıtılacak”

Başbakan Sucuoğlu, halkın beklentisinin de bu olduğunu, halkın siyasi çekişmelere değil, günlük refahına baktığını ifade ederek, bugün itibariyle ödemelerin başlayacağını, bütün ödemelerin hayat pahalılığı yansıtılarak yapılacağını kaydetti.

Bu ödemeyle vatandaşların alım gücünün artacağına ve bunun çarşıya da yansıyacağına inanç belirten Sucuoğlu, virüsün etkisini azaltması ve havaların da düzelmesiyle turizmin patlayacağına inanç belirtti.

“Yatırımcıların bürokratik işlem sıkıntısını azaltmak için bir ‘Daire’ kurma düşünülüyor”

Faiz Sucuoğlu, ek bütçenin gündeme geleceğini, çünkü hayat pahalılığının yüzde 37,26 olarak öngörülmediğini ifade ederek, ortaya konan hedeflerin mevcut bütçeyle tutturulmasının söz konusu olamayacağını anlattı, yeni hükümetin ilk yapacağı işlerden birinin 2022 ek bütçe çalışması olacağını kaydetti.

Sucuoğlu, önlerinde tapu harçları, hem iç hem dış yatırımcıların önünün açılmasıyla ilgili yapılması gereken bir takım açılımlar olduğunu ifade ederek, yatırımcıların sıkıntısını yaşadığı bürokratik işlemlerin azaltılması için Başbakanlık’ta bir daire kurulmasının düşünüldüğünü anlattı.

“500 yatak kapasiteli hastane temeli 6 ay içinde atılacak”

Yeni süreçte öncelikli bekleyen yasaları geçirme hedefinde olduklarını söyleyen Sucuoğlu, Cezaevi Yasası, Belediyeler Reform Yasası, Eczacılar Yasası, Hal Yasası, Kamu Reformu ve komitelerde bekleyen yasaların bir bir ele alınacağını söyledi.

Komitelerde UBP ve CTP’nin olacağını, tüm yasaların hızlı bir şekilde geçeceğine inanç belirten Sucuoğlu, kısa sürede yapılması gereken yasaların çok hızlı bir şekilde geçeceğine inandığını, bu yasaların geçmesinin önlerini açacağını kaydetti. Sucuoğlu, Lefkoşa’ya yapılacak 500 yatak kapasiteli hastanenin temelinin de 6 ay içinde atılmasının hedeflendiğini dile getirdi.

“Türkiye olmazsa olmaz”

Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerin Kıbrıs’ın kuzeyinin ‘olmazsa olmazı’ olduğunu söyleyen Sucuoğlu, Ankara’ya yaptığı ziyaretin çok olumlu geçtiğini, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da yoğunlaşması ve karşılıklı çalışmaların yoğun bir şekilde çalışılarak geliştirilmesi yönünde kararlılık ortaya konduğunu anlattı.

Sucuoğlu, Ankara’da kendisini tüm makamların sıcak bir dostlukla kabul ettiğini ifade ederek, görüşmelerde, Kıbrıs’ın kuzeyindeki ekonomik durumu, sıkıntıları ve son gelişmeleri bire bir anlatma fırsatı bulduğunu kaydetti. Bir süre daha katkı talep ettiklerini kaydeden Sucuoğlu, büyük bir anlayışla karşılandıklarını ve neler yapılabileceğini konuştuklarını kaydetti.

Hükümetin kurulmasının ardından yeniden Ankara’ya ziyaret gerçekleştireceklerini ifade eden Sucuoğlu, “Hızlı bir şekilde çok daha sıcak ve yoğun istişareler ve ziyaretlerle, bir bacak Ankara, bir bacak Lefkoşa olmak üzere çalışacaklarını” söyledi.

“Erdoğan’ın çok büyük bir KKTC sevgisi ve ilgisi var”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da çok büyük bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sevgisi ve ilgisi olduğunu söyleyen Sucuoğlu, “KKTC’ye sorunları çözme yolunda apayrı bir değer veriyor, çok hızlı hareket ediyor. Bu da bizi fazlasıyla umutlandırdı ve mutlu etti” diye konuştu.

“İki devlet tezi hem KKTC’nin hem de TC’nin ortaya koyduğu karardır”

Başbakan Sucuoğlu, Kıbrıs konusuna da değinerek, şöyle devam etti:

“Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ‘iki egemen eşit devlet’ tezinin şu anda hem KKTC’nin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu karardır. Biz de UBP olarak bu kararın tamamen arkasındayız, tam destek veriyoruz.

Çünkü 50 yıldır harcadığımız ama bir arpa boyu yol almadığımızı gördüğümüz bir jenerasyon harcadık bu federasyon hikayesiyle ve bir 50 yıl daha kimsenin tahammülü yoktur. Bunu net olarak söylüyorum. Dolayısıyla hala daha inatla bir federasyonu savunmak veya bu konuda ‘illa da federasyon’ demek neye hizmet eder bilmiyorum.

“Federasyon yolu artık tıkalı bir yoldur, oyundur, zaman harcamadır”

50 yıldır yapılmadık kalmadı, federasyonla ilgili sayın Talat, sayın Akıncı geldi geçti, Annan Planı referandumu oldu, mükafatlandırılan yine ‘hayır’ diyen Rum tarafı, cezalandırılan Türk tarafı oldu. Her şeyin bittiği Crans Montana’da Türkiye Cumhuriyeti her türlü açılımı, bir anlaşma olur düşüncesiyle her şeyi denedi ama Rum lider masadan kaçtı.

Dolayısıyla belli oldu ki bu yol artık tıkalı bir yoldur, oyundur, zaman harcamadır. Ama bizim artık çocuklarımızı bu oyunlarla oyalamaya ve insanlarımızın yurt dışına göçüne kimsenin hakkı yoktur. O yüzden biz kendi cumhuriyetimizi ve cumhuriyetimizle ilerlemeyi, egemen eşit iki devlet statüsüne gelmeyi ama daha da önemlisi ekonomidir.

Ekonomiyi kendi ayaklarımız üzerinde durdurabilecek bir KKTC’yi yaratma hedefindeyiz. Zaten bunu başardığımız anda inanın ne federasyon tartışması kalır ne de başka bir şey kalır, kimsenin ilgisi kalmaz.

İşte güney komşumuzun da en büyük hedefi bizi ekonomik anlamda baskı altına almak, ambargolarla ezmek ve kendilerince bir anlaşmaya, federasyona zorlamaktır.

“İki ayrı devlet olarak bu adada yaşamadır hedefimiz”

Bunun için de her türlü ambargoyu bize uygulamakta, nereye giderseniz gidin, her hangi bir uluslararası açılımda engel koyuyorlar. Hedefleri, ‘Zorla ambargolar altında ezdir ve mecbur kalsınlar, benim şartlarımda federasyona girelim’, onların hedefi bu.

Biz ilk defa Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yeni bir yol yeni bir hedef koyduk, onları bu çok telaşlandırmıştır, onu görüyoruz. Bana göre çok önceden ortaya konması gerekiyordu.

Bizim bir düşmanlığımız yok, iki ayrı devlet olarak bu adada yaşamadır hedefimiz. Ama en önemli hedef olarak ekonomik olarak düzlüğe çıkmadır. Hükümetimizin bundan sonraki süreçte en önemli hedefi Kıbrıs konusu değil, ekonomidir.

Kıbrıs konusu bizi çok çok düşük dozda ilgilendirecek. Bizim hedefimiz ekonomidir, halkımızın refahını nasıl artırabiliriz.

“En büyük şansımız Türkiye’dir”

Ekonomi anlamında insanımızın refahını hak ettiği yaşam kalitesini kazandırdığımız anda ne federasyon ilgisi kalır, ne de başka bir şey. Güney komşumuz da bunu bildiği için her attığımız adımın önüne geçiyor. Neden, ekonomik anlamda refah sağlatmamak için… Bütün oyunun da sebebi budur, hedef; ez, ambargolar altında bezdir, ekonomik olarak sıkıntıya sok ve mecbur kalsınlar.

Her zaman karşılıksız beklenti olmadan yardım aldığımız bir Türkiye Cumhuriyeti var. En büyük şansımız budur, zaten böyle bir şansımız olmasaydı şu anda Kıbrıs Türkünün nerde ve ne halde olduğunu tahmin bile edemiyorum”











Başa dön tuşu