KıbrısSürmanşet

Kuir Kıbrıs Derneği’nden Cezaevi yönetimine: Bu hak ihlalini sonlandırın

Kuir Kıbrıs Derneği trans mahpusların, yeni Merkezi Cezaevi’nde kadın ya da erkek koğuşlarına koyulmadığını ve tecrite tutulduğunu belirterek, bu uygulamayı kınadı ve Cezaevi yönetiminin ivedilikle bu hak ihlalini sonlandırmaya davet etti

Kuir Kıbrıs Derneği’nden Cezaevi yönetimine: Bu hak ihlalini sonlandırın

Dernek yaptığı yazılı açıklamasında, ülkede bütüncül cinsiyet uyum ameliyatlarının devlet tarafından yapılmadığına, cinsiyetin hukuken tanınması için gerekli koşulların ise hem hak ihlallerine neden olduğuna hem de birçok kişi için gerçekleştirilmesi imkansıza yakın şartlar oluştuğuna dikkat çekti.

Açıklamada şunlar kaydedildi;

“Kuir Kıbrıs Derneği olarak lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks ve artıların (LGBTİ+) ayrımcılığa uğramaması ve insan haklarına eşit erişimi için uzun yıllardır mücadele etmekteyiz.

Ülkemizde yeni açılan cezaevi daha iyi standartlarda hizmet verme için oluşturulurken transları ve ikili cinsiyet sistemi dışında kalan kişileri kapsayıcı bir şekilde tasarlanmamıştır. Hali hazırda ülkemizde bütüncül cinsiyet uyum süreçlerine erişimin mümkün olmadığı gibi cinsiyetin hukuken tanınması için gerekli ön koşullar da hak ihlallerine neden olmaktadır.

Bu durum da cinsiyeti hukuken tanınmamış transların ve ikili cinsiyet sistemi dışındaki kişilerin devlet tarafından ayrımcılığa uğramasına neden olmaktadır. Örneğin gözaltına alınan veya hapse atılan trans mahpusların öz belirlenim hakkı ihlal edilmekte ve tecrite maruz kalmaktadırlar.

“Trans kadınlar tek başlarına ayrı koğuşlara yerleştiriliyor”

Güvenlik gerekçeleri ile ne erkekler ne de kadınlar koğuşuna yerleştirilmeyen trans mahpuslar tek başlarına ayrı koğuşlara yerleştirilmekte ve diğer mahpuslarla sosyalleşmelerine bile izin verilmemektedir.

Toplumda hali hazırda ayrımcılığa maruz kalan LGBTİ+’lar cezaevine düştüklerinde çifte mağduriyet yaşamaktadır. Özellikle maphus trans kadın yabancı uyruklu olduğu zaman dil bariyeri ve bir çok hakkına erişim de kısıtlanabilmektedir. Tecrit ve benzeri uygulamalar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesinde yer alan İşkence Yasağı kapsamında değerlendirilmektedir.

“Yasaların insan haklarına duyarlı bir şekilde yeniden revize edilmesini talep ediyoruz”

Mahpusun diğer kişilerle iletişimi de kesen sosyal tecrit durumları ise mahpuslarda fiziksel ve psikolojik ağır hasarlar bırakmaktadır. İnfaz koşulları bakımından devletin yerine getirmesi gereken önemli bir yükümlülüğü de, infaz süresi boyunca hükümlülere gerekli tıbbi desteği sağlamaktır. Sağlığa erişim hakkının ihlal edilmemesi ve translar için elzem olan ilaçlara erişiminin sağlanması gerekmektedir.

LGBTİ+ mahpusların tekli hücrede tutulmaları ayrımcılığı ve şiddeti artırabileceği gibi ölüm riskini de barındırır. Bu nedenle Kuir Kıbrıs Derneği olarak, ivedilikle cinsiyetin yasal olarak tanınması için şart koşulan tıbbi uygulamaların ön koşul olarak kaldırılması ve yasaların insan haklarına duyarlı bir şekilde yeniden revize edilmesini talep ediyoruz.

Yasal düzenlemelerin tamamen hayata geçeceği güne kadar yasalardan kaynaklanan bu hak ihlallerinin azaltılması için de yasa uygulayıcıların gerekli düzenlemeleri yapmaları ve ikili cinsiyet sisteminin dışında var olan veya cinsiyetini hukuken tanıtamayan transların hak ihlallerine uğramadan hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmalarını talep ediyoruz”











Başa dön tuşu