KıbrısManşet

KTTB: Sol direksiyon araç ithaline izin vermek ölümlü kazalara davetiye çıkarmaktır

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), gazetemizin gündeme taşıdığı ve Bakanlık tarafından yalanlandıktan sonra doğru olduğu anlaşılan ‘sol direksiyon araç ithalatı’ için başlatılan çalışmalar üzerine açıklamada bulundu. KTTB Başkanı Dr. Dt. Ahmet Özant ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Doğa Kalyoncu tarafından yapılan açıklamada bu yanlıştan ivedilikle dönülmesi için çağrıda bulunuldu

KTTB: İnsan hayatı, zümresel çıkarlardan daha önemlidir

Özant ve Kalyoncu tarafından yapılan yazılı açıklamada; bu uygulamadan, yıllar önce vazgeçilmesinin nedeninin yaşanan can kayıpları olduğu vurgulandı.

Sol direksiyon araç ithalatından ve zümresel çıkarlardan daha önemli olanın insan hayatı olduğu söylenen açıklamada, bu yanlıştan derhal dönülmesi hususunda çağrı yapıldı.

“18 yıl önce bu araçların ülkeye girişini yasaklanma nedeni can kaybıydı”

Açıklamanın tam metni şu şekilde: 

“Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın sol direksiyon araçların ithalinin serbest bırakılması yönünde bakanlık bünyesinde başlattıkları çalışmaları bir süredir endişe ile izlemekteyiz. 18 yıl önce bu araçların ülkeye girişini yasaklama nedeni, yılda 80-100 arasında insanımızın hayatını kaybetmesiydi.

Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Dr. Mehmet Avcı, sağ ve sol direksiyonlu araçların üretiminde bazı farklılıklar olduğunu, en önemli farkın far ayarlarında ve egzoz çıkış yerlerinin olduğunu vurgulamıştır. Sağ direksiyonlu araçlarda ön sağ far, karşıdan gelen sürücünün gözünü almaması için aşağıya doğru açılanmış, sol far ise yol kenarını (herhangi bir yayayı, motorlu veya bisikletli araçları, kaldırımı ve ağaçlar gibi engellerin daha iyi görülebilmesi için) ve uzağı daha iyi aydınlatabilecek şekilde açılanmıştır.

Bunun dışında egzoz da ters tarafta (sol tarafta) bulunmakta, yani zararlı gazları yol kenarında yürüyen insanların üzerine atmaktadır.

“Ülkede her türlü sağ direksiyon araç varken kim sol direksiyonlu araç ithal etmek için baskı yapar, anlaşılır gibi değil”

Sayın Bakan vatandaşlardan yoğun baskı var diyor, bu ülke vatandaşları soldan akan trafikte yaşayan, sürüş ehliyetini sağ direksiyonlu araçlarla sınava girerek almış, bütün trafik kurallarını bu sisteme göre öğrenmiş kişilerdir. Ülkede her türlü sağdan direksiyonlu araç var iken kim soldan direksiyonlu araç ithal etmek için baskı yapar, anlaşılır gibi değildir.

Kıbrıs’ın güneyinde de sol direksiyonlu araçların ticari amaçla ithalatı kesinlikle yasaktır. Ülkemizde de 2004 yılına kadar serbest olup radikal ve çok doğru bir kararla trafik terörüne daha fazla can verilmemesi için yasaklanmıştır. Sol direksiyonlu araçların ülkeye girişine sadece kamuya alınacak özel araçlar için izin verilmiştir.

“Önceliğimiz yollarda can kayıplarının önlenmesi olmalı”

Yaşanan acı tecrübelere, insan kayıplarına rağmen bu konunun 18 yıl sonra tekrar gündeme getirilmesi, serbest bırakılmasının başka bir durumla sonuçlanacağını beklemek de akıl dışı ve çok üzücüdür. Hiçbir ticari kaygının ve zümresel çıkarın insan hayatından daha önemli olmadığını sayın Bakan’a hatırlatmak isteriz. Önceliğimiz yollarda can kayıplarının önlenmesi olmalıdır, hayatları riske atacak uygulamalar kabul edilemez.

“Bunun ciddi halk sağlığı sorunu haline dönüşeceğini düşünmekteyiz”

Bu nedenle ülkeye sol direksiyon araç ithalinin zaten karanlık, alt yapısı yetersiz ve güvenlikten yoksun olan yollarımızda ölümlü kazaların artışına neden olacağına dair ciddi endişeler taşımakta, bunun ciddi halk sağlığı sorunu haline dönüşeceğini düşünmekteyiz. Bayındırlık ve Ulaştırma bakanlığını, Sayın Bakanı, kaza riskini artıracak uygulama ve kararlar yerine yol güvenliğini artıracak, ulaşımı kolaylaştıracak adımlar atmaya çağırırız.”

Ne olmuştu?

Özgür Gazete’den Pınar Barut’un “AKP’den talimat: İngiliz dönemi kırıntılarından hemen kurtulun” başlıklı haberinin ardından Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı ‘yapılanın sadece küçük bir araştırma’ olduğunu söyleyerek, tüm iddiaları yalanlamıştı.

Konunun hemen ardından; TC’den araç ithalinin gündeme gelmesi üzerine açıklığa kavuşulan mesele üzerine, UBP-DP-YDP Hükümeti ‘Ben yaparım, olur’ demeye devam ediyor.

 











Başa dön tuşu