DünyaKıbrısManşet

14 Mayıs seçimine dair mütevazı tavsiye ve hatırlatmalar…

• 2 Nisan’a kadar Lefkoşa Büyükelçiliği veya Mağusa Başkonsolosluğu’na giderek adres beyanınızı yapın.

• Oy vermekten korkmayın. Oyunuz gizli kalacak, sandık güvenliği sağlanacak.

• Milletvekili seçiminde oy kullanmayı ihmal etmeyin. Anayasa‘yı değiştirmek için Cumhurbaşkanı‘nı değiştirmek yetmez. Muhalefetin en az 360 milletvekiline ihtiyacı var.

14 Mayıs 2023 Pazar günü sonuçlanacak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçim süreci süratle devam ediyor. Bu seçimin Türkiye tarihinin en kritik seçimi olduğunu söylemek mübalağa olmayacaktır.

En azından sonuçların yalnızca Türkiye’de değil, kuzey Kıbrıs’ta da geleceğimize doğrudan tesir edeceği aşikâr.

Hem Türkiye hem kuzey Kıbrıs için “Nasıl bir ülkede yaşamak istiyorum?” sorusunun cevabı; büyük ölçüde bu seçimin sandıklarından çıkacak.

Hâl böyleyken, bilhassa Kıbrıs’ta edindiğim izlenimler ışığında, KKTC’de kayıtlı bulunan Türkiye Cumhuriyeti seçmenlerine yönelik birtakım tavsiye ve hatırlatmalarda bulunmak isterim.

Hevesli seçmene yönelik pratik notlarla başlayalım:

– Yurtdışı Seçmen Kütüğü’nde kaydınız olup olmadığını “https://secmen.ysk.gov.tr/ysk/” adresinden sorgulayın. Seçmen kaydınızın olmadığını tespit ettiğiniz takdirde, 2 Nisan Pazar gününe kadar Lefkoşa Büyükelçiliği veya Mağusa Başkonsolosluğu’na giderek (haftasonu da açıktırlar) eski ya da yeni kimlik, nüfus cüzdanı ve pasaportunuzla adres beyanında bulunmanız gerekir. Aksi takdirde KKTC’de oy kullanmanız mümkün olmayacak.

– Lefkoşa Büyükelçiliği ve Mağusa Başkonsolosluğu’nda, 27 Nisan-9 Mayıs tarihleri arasında oy kullanılabilecek. Hangi saatler arasında ve hangi temsilcilikte oy kullanacağınızı 27 Nisan’dan önce yine YSK internet sitesi üzerinden mutlaka teyit edin.

Her siyasi görüşten seçmeni ilgilendirebilecek bir diğer husus da katılım oranının düşüklüğü:

– Türk tipi başkanlık sisteminin kabul edildiği Nisan 2017 referandumu ve 2018 Cumhurbaşkanı/milletvekili seçimi sonuçlarına bakılacak olursa, KKTC sandıklarındaki katılım oranı (genel olarak Türkiye dışındaki orana benzer şekilde) bir hayli düşük; yüzde 40-42 bandında.

Herhangi bir dış temsilcilikte kaydı olanlar Türkiye dışında açılan tüm sandıklarda (gümrük kapıları dahil) oy kullanabiliyorlar. Bu nedenle; KKTC’de kayıtlı görünen fakat KKTC’deki sandıklarda oy kullanmayan yaklaşık yüzde 60’lık kesimin (ki KKTC’deki toplam seçmen sayısı 2018 verilerine göre 106 bin 428 olduğundan takriben 63 binlik bir kitleden bahsediyoruz) ne kadarının halen KKTC’de ikamet ettiğini kesin olarak bilemiyoruz.

Yine de kayda değer bir kısmının Kıbrıs’ta bulunduklarını ve muhtelif sebeplerle sandığa gitmediklerini varsayabiliriz. Bu itibarla, katılım oranını artırmak, “KKTC’deki Türkiye’nin” siyasi haritasının daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

KKTC’deki TC seçmeni profilini diyelim yüzde 90 oranında tespit edebilmek, siyasi faaliyetlerini daha isabetli bir şekilde yürütmek isteyen yurttaşların ve partilerin mutlaka işine yarayacaktır ve bu konudaki spekülasyonları ciddi ölçüde ortadan kaldıracaktır.

Tabii, bu verinin Kıbrıslı Türklerin Türkiye’ye yönelik tercihlerini asla yansıtamayacak olduğunu hatırlatalım, çünkü her Kıbrıslı Türk TC vatandaşı değildir.

Ezcümle, sandığa gidin, mutlaka gidin, ki seçmen tercihleri şeffaflığa kavuşsun.

Gelelim politik tavsiyelere (Erdoğan’ın ve Cumhur İttifakı’nın kemik seçmenleri bundan sonrasını okumasa da olur):

– Sandığa gitmekten korkmayın. Vereceğiniz oydan ötürü mimleneceğinizi düşünüyorsanız, bu düşüncenizden derhal vazgeçin. Çünkü her şeyden önce, böyle korkularla yaşanmaz; hayatı kendinize boş yere zindan etmeyin.

İkincisi; sizi mimlemeye niyeti olanlar, zaten vereceğiniz oya bakmadan sizi çoktan mimlemiştir, işleri bu; dolayısıyla müsterih olun.

Nasıl bir rejim?” sorusuna sessiz kalmanın bir hayat memat meselesi olduğunu son deprem felaketleriyle anlamış olmamız gerekiyor.

Bu seçim; renginizi, tarafınızı belli etmekten kaçınarak kendinizi koruyabileceğiniz bir seçim değil. Muhalefet sizin oyunuzu alamadan Erdoğanizmi yenerse, bu başarıdaki küçük ama elzem katkınızın haklı gururunu yaşayamadan hayatınıza devam edeceksiniz.

Ha Erdoğanizm kazanırsa; belli ki pek tasvip etmediğiniz ama hakkında konuşmaktan kaçındığınız kötü bir rejimin zımnen destekçisi olacaksınız ve karşılaşacağınız yeni kötülüklerden şikâyet etme hakkınızdan feragat etmiş sayılacaksınız. Korktuğunuza değer mi? İnanın değmez.

– Kaldı ki, kimse oyunuzu göremez, mimleyemez. Oyların gizliliği ve sandıkların güvenliği, muhalefetin resmî temsilcilerinin de yer alacağı kurullar tarafından sağlanacak.

Her bir sandık, seçimin ilk günü olan 27 Nisan’dan sandıkların muhalefetin dahil olduğu kurullar gözetiminde Türkiye’ye nakledilip sayılacağı 14 Mayıs gününe kadar, seçim sürecinin her anında, aralarında muhalefetin de bulunduğu parti temsilcilerinin ayrı ayrı kilitleri altında muhafaza edilecek.

Dahası Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı üyesi partiler, sandık güvenliğinin Türkiye’de ve Türkiye dışında bütünüyle sağlanması için büyük bir gönüllü ağı oluşturuyorlar.

Türkiye dışındaki sandıklarda da birçok insan, seçimin serbest ve adil bir şekilde gerçekleşmesine gölge düşürebilecek bütün gelişmeleri yakından takip ediyor olacak.

Dolayısıyla tekrarlayayım; Korkmayın. Oyunuzu verin.

Sandık güvenliğinin sağlanamayacağı konusunda karamsarlığa kapılmayın. Karamsarlığınızı haklı çıkaracak olaylar elbette yaşanabilir. Yine de moralinizi bozmayın.

Oluşabilecek zaafları bahane ederek sorumluluğunuzdan kaçmayın. Seçme ve siyasi faaliyette bulunma hakkınızdan yok yere feragat etmeyin.

– “Kemal Kılıçdaroğlu kazanamaz” karamsarlığına da kapılmayın. Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu etrafında -görünen o ki başta Emek ve Özgürlük İttifakı olmak üzere- Türkiye muhalefetinin geniş kesimleri bir araya gelmiş bulunuyor. Oyunuz kesinlikle boşa gitmeyecek.

Türkiye, diktatörlüğü demokratik seçimle devirmenin eşiğinde. En azından bu muhteşem ihtimale bir şans verin. Emin olun, sonuç her ne olursa olsun, bu umut, bu iyimserlik ruhunuza iyi gelecektir.

– Unutmayın; bu yalnızca Cumhurbaşkanı seçimi değil aynı zamanda Türk tipi başkanlık sistemini mümkün kılan mevcut Anayasa’yı değiştirecek milletvekillerini seçeceğiniz seçim. Anayasa değişikliklerinin halkoylamasına sunulabilmesi için en az 360, değişikliklerin doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylanabilmesi için ise en az 400 evet oyu gerekiyor.

Dolayısıyla TBMM’de en az 360 muhalif vekile ihtiyaç var. Bu sayıya ulaşabilmek için de AKP ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı haricindeki ittifak ve partilerin milletvekillerine mutlaka oy vermeniz gerekiyor. İdeal bir seçim yapmak zorunda değilsiniz. Stratejik oy kullanmaktan çekinmeyin. Yeni bir demokratik Anayasal düzen vaadinde bulunan Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük İttifakı adaylarını Meclis’e gönderin.

– “Türkiye’nin seçimlerine, iç işlerine karışmamalıyız” diyebilecek Kıbrıslı Türklere bir not; Eğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysanız, öyle hissetmeseniz de Türkiye’deki işler sizin iç işleriniz. Vatandaşı olduğunuz ülkenin Anayasa’sında korunan seçme ve siyasi faaliyette bulunma hakkınıza sahip çıkın. Ha eğer TC vatandaşı değilseniz, öyle hissetmeseniz de Türkiye’deki işler sizin iç işleriniz. Çünkü Türkiye’deki birçok siyasi yapı ve seçmen nezdinde Kıbrıs da bir iç iş, daha nahoş tabirle “millî dava

Dolayısıyla, Türkiye’nin Kıbrıs’la ilişkilenme biçiminden memnun olmayan her Kıbrıslı, TC vatandaşı olsun ya da olmasın, hayatını doğrudan etkileyecek bu seçime ve Türkiye siyasetine dilediğince müdahil olabilir, “karışabilir” Karışın, kaynaşın. Yanlış bulduğunuz politikalara karşı Türkiye’deki dostlarınızla dayanışın.

– “Erdoğanizm yenilse nolacak, Millet İttifakı iktidar olsa sanki Kıbrıs’ın hayrına mı çalışacak?” diyecek olan seçmenlere yönelik son bir not; Endişelenmeyin.

Kılıçdaroğlu, Kıbrıslı Türklere de dayatılmak istenen külliye rejimini ortadan kaldırma misyonunu yerine getirebilecek kişilik ve kariyer özellikleri barındırıyor.

Öte yandan, Kılıçdaroğlu’na oy verdikten sonra milletvekili seçiminde tercihinizi Millet İttifakı’nın ötesine taşıyabilirsiniz. Kıbrıs sorunu bağlamında bilinen “millî dava” ezberinin ötesinde bir perspektif sunan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Meclis’te kayda değer bir oranda temsil edilmesi de sizin oylarınıza bağlı.

Ezcümle, Kılıçdaroğlu’nu Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığına, muhalefetin yeni anayasa vaadine bağlı herhangi bir kanadını da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne getirin ve keyfinize bakın.

Mehmet Ratip
Konuk Yazar











Başa dön tuşu