KıbrısManşet

Reynar: Meclis’te olsaydık, bugün El-Sen ile birlikte Anayasa Mahkemesi’nde olurduk

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili adayı, Kıdemli eski Yargıç, Hukukçu Tacan Reynar, Meclis’e girer girmez ilk işinin “eski dosyaları karıştırmak” olacağını, araştırma komisyonlarında kimlerin kimlerle alışveriş yaptığını ortaya dökeceğini söyleyerek, Meclis’in de tıpkı basın ya da sendikalar gibi bir mücadele alanına çevireceklerini vurguladı

Reynar: Meclis de basın gibi, sendikalar gibi bir mücadele alanıdır, olmalıdır

Sim TV’de yayınlanan “Haber Aktif” programında Damla Dabis’in sorularını yanıtlayan Reynar, son beş yıldır yaşanan sürecin, aday olmasındaki etkisine değindi ve artık sürecin başlaması gerektiği kanaatine varmasına sebep olduğunu söyledi.

Reynar Meclis’in de tıpkı basın ya da sendika alanlarında olduğu gibi bir mücadele alanı olduğunu ve bu alanın doğru kullanılması gerektiğini vurgulayarak, “Çünkü yurdumuzu kaybediyoruz, gerçekten çok çok kötüye gidiyoruz” dedi.

“Bahçeli’nin zihniyeti 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de irademize müdahale etmişti”

Türkiye siyasi partilerinden ve AKP’nin ittifak ortaklarından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Kıbrıslıtürklerin içişlerine karışmamak demek, adayı Rumlara teslim etmek demektir” sözlerine atıfta bulunarak, ülkede bir yandan AKP dayatması külliye inşaatını Meclis Başkanı ile ziyaret eden bir Büyükelçi varken, diğer yandan da bu hadsiz sözleri sarf eden Türkiye’deki politikacılar olduğunu kaydetti.

Reynar, “Bir yandan Elçinin hadsizliğinden diğer yandan Bahçeli’nin cüretinden bahsediyoruz. Artık o saygı sınırı bir şekilde aşılmış durumda. Bahçeli’nin bu zihniyeti 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de köy köy gezerek irademize müdahale etmişti” ifadelerini kullandı.

“Tatar’ın MİT’ten beklentisi varsa, bu halkın iradesine inanmıyorsa bavulunu toplasın gitsin”

Reynar, atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Türkiye’nin Kıbrıs politikası değişmez, orda MİT var MGK var” sözlerini de değerlendiren Reynar, Tatar’ın MİT’ten beklentisi varsa, neden o koltukta oturduğunu sordu.

Reynar, “MİT’ten beklentisi varsa, istifa etsin, dönsün gitsin kanalında program yapsın. Tatar’ın koltuğa oturduğu günden itibaren, nereye oturtamayacağımızı bilemediğimiz açıklamaları var. Ancak sırtınızı AKP’ye dayıyorsanız; çökeceksiniz demektir. Bu halkın iradesine inanmıyorsa bavulunu toplasın gitsin. Tatar halkına sırtını, Türkiye’de odaklara yüzünü dönmüş durumdadır” dedi.

“İç işlerimiz noktasına saygı açısından da bence daha iyimser bir tablo olur CHP’nin yönetime gelmesi”

14 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri hakkında da düşüncelerini paylaşan Reynar şunları kaydetti;

“Biliyoruz ki; Türkiye’nin uluslararası arenada Kıbrıs için kullandığı bir ‘milli dava’ argümanı var. Bu bakış açısının, CHP yönetime gelse de çok değişeceğini düşünmüyorum.

Ama ne olabilir; Bir kere en azından bu kadar kötü olmaz. Yani bugün olduğu gibi yobazlaşmanın bize bir tahakküm olarak dikta edileceğine inanmıyorum. İç işlerimiz noktasına saygı açısından da CHP’nin yönetime gelmesi bence daha iyimser bir tablo olur”

“Gerçekten memleketinizi seviyorsanız, kopamıyorsunuz”

Reynar, birkaç sene önce yurt dışında yaşamaya başladı ve yeniden adaya dönüp Milletvekili adayı olması konusunda gelen soruya verdiği cevapta, adaya dönmüş olsa da uluslararası alanda hem insan hem de hukuki iş-eğitim ilişkilerinin devam edeceğini belirtti ve aslında adadan hiçbir zaman kopmadığını vurguladı.

Yurt dışında olduğu seneler içinde de sürekli gündemi takip ettiğini, hukuki boyutta yorumlarını yaptığını ve programlara katılarak açıklamalarda bulunduğunu hatırlatan Reynar, “Gerçekten memleketinizi seviyorsanız, kopamıyorsunuz. Bunun sosyolojik tespitleri de olabilir. Ben bugün 40’lı yaşlardayım, ister istemez bu ülkede bunca yıl biriktirdiğiniz anılar ve bir hayat öykünüz var. O yaşadıklarınızı ve verdiğiniz emeği düşününce kopamıyor ve bunu başaramıyorsunuz” dedi.

“Onların insan hakları problemleri var ama biz yurdumuzu kaybediyoruz”

Yurt dışında yaşadığı süre boyunca kendisine “Ben nerede ölmek istiyorum?” sorusunu sorduğunu ve karşılığında da “Ne olursa olsun kendi ülkemde ölmek istiyorum” cevabını aldığını anlatan Reynar, kendi ülkesinde olması ve mücadele etmesi gerektiğine yürekten inanarak bu yola çıktığını vurguladı.

Reynar, “Gittiğim ülkelerdeki sivil toplum örgütleriyle de görüşmeler gerçekleştirdim. Onların da birçok sorunu, sıkıntısı var. Ancak bizim ülkemizdeki der; yurdu kaybetme derdi. Yurt dışındaki insanlara anlatıyoruz, anlayamıyorlar. Onların insan hakları problemleri var ama biz yurdumuzu kaybediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Erken seçimin de çok uzak bir tarihte olmayacağını düşünüyoruz”

Milletvekili seçilmesi halinde ilk işinin ne olacağı sorusuna cevap veren TDP Milletvekili adayı Tacan Reynar, ana muhalefet CTP dışındaki solun Meclis’te olmadığını, sadece sokaktaki eylem ve grevlerde halkın yanında olabildiklerini belirtti ve halkın gerçek sesinin Meclis’te yükselmesi gerektiğine inandığını söyledi.

Reynar, “Erken seçimin de çok uzak bir tarihte olmayacağını düşünüyoruz. Erken genel seçimi de talep ediyoruz. Keşke bu kukla hükümet bunu kabullenseydi ve halka dönüp sorsaydı, ‘Yaptıklarımız doğru mu, memnun musunuz?’ diye. Korkak davrandılar” dedi.

Reynar, Anayasa gereği haziran sonuna kadar ara seçimin yapılmak zorunda olduğunu, Anayasa’nın delinemeyeceğini, bunu kabul etmeleri halinde “Anayasa’yı bir kez delersek ne olur yani” diyen zihniyetin değirmenine su taşınacağını belirtti.

“Mine Atlı ve MYK’daki arkadaşlar başardılar çünkü inançlılar”

TDP’nin adayı olması konusuna da açıklık getiren Reynar, TDP’nin son seçimde her ne kadar baraj altı kaldıysa da TDP Genel Başkanı Mine Atlı’nın son dönemdeki ciddi girişimleriyle partinin çok güzel bir ivme kazandığını kaydetti.

Reynar, “Bu birliktelik gerçekten var mı diye düşünürken, partinin içine girdiğimde; kurullarda ve gençlikte çok güzel bir sinerji sağlandığını gördüm. Bunu Mine Atlı ve MYK’daki arkadaşlar başardılar çünkü inançlılar” ifadelerini kullandı.

“Meclis’te olsaydık, bugün El-Sen ile birlikte Anayasa Mahkemesi’nde olurduk”

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası’nın (El-Sen), Kamu İhale Yasası’nda AKSA’ya özel yapılan değişikliğin iptali ve yürütmenin durdurulması için dün Anayasa Mahkemesi’nde dava dosyaladığına işaret eden Reynar, Meclis kürsüsüne çıkıp muhalefetçilik yaptığını düşünenlere karşı başka bir muhalefet üretmeleri gerektiğini kaydetti.

Reynar, “TDP olarak biz Meclis’te olsaydık, dün El-Sen ile birlikte Anayasa Mahkemesi’nde dava açan da biz olacaktık. Çünkü Anayasa’nın 147. Maddesi gereğince TDP Meclis’te olmadığı için bu konularda da dava açma hakkı yok. Ancak bir vekil dahi Meclis’te olursa, bu hakkı olur” dedi.

“Meclis’e adım atar atmaz ilk işim eski dosyaları karıştırmak olacak”

Meclis’e girmesi durumunda çok ciddi bir denetleme görevi yapacaklarını, bunun şu an Meclis’te olan muhalefet için de çok önemli olduğunu kaydeden Reynar, buna hem Meclis’teki muhalefete destek olmak hem de onları da denetlemek açısından baktıklarını belirtti.

Reynar, “Bu yüzden farklı bir muhalif sesin orada olması lazım. Meclis’e girdikten sonra üreteceğimiz muhalefetin ve orada yükselteceğimiz sesin takdir göreceğini de düşünüyoruz. Meclis’e adım atar atmaz ilk işim eski dosyaları karıştırmak olacak. Acaba o araştırma komisyonlarında kimler kimlerle alışverişte bulunmuş, Başbakanlık Denetleme raporlarında neler var? Bunların hepsini ortaya dökeceğim” dedi.

“Kimin eli kimin cebinde belli değil, işte o cepleri ve o elleri bulacağız”

Reynar son olarak şunları kaydetti;

“Araştırma komisyonları kuruldu, kapatıldı, sümenaltı edildi. Ev İçi Şiddet Yasası gibi birçok yasanın süreci durduruldu.

Bunlar konuşulacak, tartışılacak ve ifşa edilecek, bunun sözünü veriyorum.

Hep şikâyet ediyoruz ‘Siyaset neden kirli?’ diye. Çünkü yolsuzluklar var, kimin eli kimin cebinde belli değil, işte o cepleri ve o elleri bulacağız.

Bir kişi için sandığa gitmeye değer mi, evet çok değer. Halkın beklentilerini oraya taşıma görevi verecek halkımız.

“AKP ile kol kola dirsek temasıyla, korkarak, sinerek muhalefet etmeyeceğiz”

Meclis’in meşruiyeti konusunda tartışmalar yapılabilir ama bu mücadele öyle bir mücadele ki; bir yeri boş bıraktığınızda oraya hücum eden başkaları çıkıyor.

Siz Meclis’i boş bırakırsanız; istedikleri tüm yasaları geçirecek bir iktidar biçimi var. O yüzden Meclis de sokak gibi, Brüksel’de AB nezdindeki mücadelemiz gibi bir mücadele alanı olmalıdır.

Bu şu demek değildir; Sandığa gittim, oy attım, bunların meşruiyetini tanıyorum.

Hukukta meşruiyet çok tartışmalıdır. Beğensek de beğenmesek de bir kurallar bütünü içinde yaşıyoruz.
Özellikle bu kadar yobazlaşma dayatılırken, Türkiye’de de baharın gelmesini beklerken, biz burada evimizde oturup TV karşısında eleştiri yaparsak olmaz.

AKP ile kol kola dirsek temasıyla, korkarak, sinerek değil, halkın o sesini yükselterek muhalefet edeceğimize inanıyorum”











Başa dön tuşu