KıbrısManşet

Atlı: İfade Özgürlüğü, Hukuk devletinin olmazsa olmazıdır

Avukat Mine Atlı, Sol Hareket üyelerinden Abdullah Korkmazhan’ın “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” gerekçesiyle tutuklanması sonrası yaşananları ve mahkeme sürecinde yaşananları sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla açıkladı

Avukat Mine Atlı’nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

1) Bugün yaşanan olayları soyut olarak değerlendirmek mümkün değildir. Bugün polis Abdullah Korkmazhan’a neden dava okudu?
AKP Gençlik kolları bu ülkede ‘love Erdoğan’ billboardları yayınladı.
Demokratik iklimimize ait olmayan bu billboardlara tepki olarak bir grup insan billboardlara şeytan yazısı yazdı. Bu yazılara ilişkin polis bu ülkenin 3 gencine dava okudu. Abdullah Korkmazhan’a ise bu suça teşvikten dava okundu.
Tahkikatın sürmesi için ‘remand duruşması’ (tutukluluk için duruşma) gözdağı verilirken Mağusa Polis Müdürlüğünün önünde kalabalık oluştu. Ciddi bir kamuoyu oluştuktan sonra dava okunup serbest bırakıldı.
2) Ardından ifade özgürlüğü’nün önemine vurgu yapmak adına bir eylem gerçekleşti. Eylem esnasında Abdullah Korkmazhan ‘İngiltere Ağır Dolandırıcılık Masası tarafından aranan Ersin Tatar‘ın Cumhurbaşkanı olarak atandığını söyledi.
3) 8 Yıllık meslek hayatım boyunca ilk kez birine karşı bugün Ceza Yasasının 47. ve 48. maddelerine ilişkin suçlamalar getirildi. Bu maddeler müfsit niyet (yıkıcı (ara bozma) niyet) ile yapılan yayın ve davranışlara ilişkindir. Özellikle de Cumhurbaşkanına hakaret suçunu içermektedir. Tahkikat memuru’nun kendisi de duruşma esnasında 16 yıllık adli şube görevinde de ilk kez böyle bir dava okuduğunu teslim etti. Neden böyle davalar ile çok sık karşılaşmıyoruz? Çünkü ceza yasamızın bu maddeleri Anayasamızın ‘İfade Özgürlüğü’ maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesi altında korunan ifade özgürlüğü hakkıyla çelişmektedir.
4) Neden bu gün duruşma yapıldı? Savcılık bugün 4 teminat koşulu istedi. Bu teminat koşulları a) nakdi teminat (zanlının mahkeme dinleninceye kadar teminat maksatlı mahkemeye para yatırması), b) ıspatı vücut (zanlının her hafta polise imza vermesi) c) yurt dışına çıkma yasağı ve 50,000 TL’lik kefalet senedi. Bize göre bu teminat şartları (özellikle yurt dışına çıkma yasağı) oluşmayan bir suç için ağır şartlardı. Bu nedenle duruşma yaptık. Mahkeme ise savcılığın talep ettiği şartları reddetti ve teminat şartlarını 25,000 TL ile haftada bir ispatı vucut şeklinde belirledi. Bu teminat şartları ile ise Abdullah Korkmazhan serbest bırakıldı.
5) AİHM‘sinin konu ile ilgili içtihat kararları çok açıktır. Özellikle devlet büyüklerine yönelik yapılan hakaretlerin ifade özgürlüğü kapsamına girdiğini söylemektedir. Bu bağlamda bugün ceza yasamız Anayasamız ile çelişmektedir. Hukuk devleti olma gayesi yaşayan tüm milletvekillerini bu bağlamda göreve çağırırım: İvedilikle ceza yasamız AİHS ile uyum içinde düzenlenmeli.
6) Sadece Abdullah Korkmazhan değil bir çok kişi Ersin Tatar’ın dolandırıcılık suçu ile ilgili soruşturulduğunu söylemiştir. Abdullah Korkmazhan HEDEF olarak seçilmiştir ve susturulmaya çalışılmaktadır. Bu dava sadece ona değil hepimizin aleyhine açılmıştır.
7) İfade Özgürlüğü Hukuk Devletinin olmazsa olmazıdır. Eğer Tatar Korkmazhan’ın sözlerinden rahatsızlık duyuyorsa hukuk mahkemesinde zem ve kadih davası açmakta serbesttir. Polise şikayet yapılması, polisin bu şikayeti alması ve dava okuması KESİNLİKLE AİHM’ne göre ifade özgürlüğü hakkına ihlaldır. Polisin kişilere dava okumasından öte polisin herhangi birini böyle bir suç ile ilgili polise çağırması bile ‘ihlal’ olarak kabul edilir.
8) Çok karanlık bir yola sokulmaya çalışılsak da bugün yine ülkenin en aydın yüzleri dayanışma gösterdi ve insan haklarımıza mümkün mertebede sahip çıkmaya çalıştık. Olayı duyar duymaz mahkemeye gelen tüm meslektaşlarıma, toplum üyelerine, siyasilere basın mensuplarına teşekkür ederim. Bu korku ikliminde direnmenin mümkün olduğunun en büyük göstergesisiniz. Özellikle KTBB başkanı Hasan Esendağlı ve benimle birlikte Abdullah Korkmazhan’ı temsil eden yoldaş ve meslektaşlarım Cemre Ipciler ve Öncel Polili’ye teşekkür ederim. Bu vesile ile tüm meslektaşlarıma çağrımdır, polis bugün bana dava okunurken müvekkilimin yanında olma hakkımın ‘normalde’ olmadığını da söyledi, buna benzer hukuka aykırı tüm yaklaşımları baroya rapor edin.
9) İnsan Hakları, insanca yaşamanın ön koşuludur. İnsanca yaşamak isteyen her birey bu yaşananlara karşı ses çıkarmalı. Statünüze yazacağınız iki cümle bu toplumun geleceğini belirleyecektir. Konuşanlar azaldıkça konuşturmayanlar çoğalacaktır. Kıbrıslı Türkler ilk kez varoluş mücadelesi vermiyor. Her şeye rağmen bizi biz yapan değerlere hep birlikte sahip çıkacağız.
10) Zanlı’nın teminata bağlanması yargılamadan kaçmamasını sağlamak içindir. Abdullah Korkmazhan bu davadan kaçmaz. Tatar’ın soruşturmasına ilişkin emareleri mahkemeye zevkle sunacak. Ifade Özgürlüğü’nün bir hak olduğunu tüm yoldaşlarıyla mahkemeye zevkle anlatacak. Bizim hala bu ülkenin adaletine inancımız var.
11) Abdullah Korkmazhan asla yalnız değildir. Söylediği her şeye katılanlar da yanında, söylediği hiç bir şeye katılmayanlar da bu yolda yanında.
Korkmuyoruz. Susmayacağız.










Başa dön tuşu