KıbrısManşet

Çeler, Ertuğruloğlu’nun söylemlerine sert çıktı

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Zeki Çeler, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun ‘Bu toplum devletine sahip çıkmalı’ söylemine sert tepki gösterdi

Çeler: Sürenin aşılması gereksiz verimliliği de düşürüyor

TDP Milletvekili Zeki Çeler, Perşembe günlerinin mecliste denetim günü olduğunu ve gündem dışı konuşmaların yapıldığını, milletvekilinin konuyu aktararak soru sorması için 15 dakika hükümet kanadının cevaplaması için de 10 dakikanın yeterli olduğunu belirterek, bu sürenin aşılmasının gereksiz olduğunu, verimliliği de düşürdüğünü kaydetti.

“Bu devlet toplumuna sahiplenme ruhunu aşılayabilecek hizmetler sunmadı”

Ertuğruloğlu’nun “Bu toplum devletine sahip çıkmalı” ifadesi üzerine Cumhuriyet Meclisi’nde söz alan Çeler, bu devletin toplumuna ve insanına, devleti sahiplenme ruhunu aşılayabilecek hizmetler sunmadığını vurguladı.

Hükümetin vizyonsuzluğu ve her alandaki eksik uygulamalarının, milletvekili olarak kendilerinin de her konuyla ilgili konuşmaya öneri getirmeye mecbur bıraktığını kaydeden Çeler, sürekli olarak ‘toplum devlet disiplinine uymalıdır’ dendiğini belirterek, “Peki bu devlet topluma o güveni duymasını sağlayacak sahiplenmesi sağlayacak yapıyı sunabiliyor mu, maalesef hayır” dedi.

“1974 yılından bu yana sadece 17 okul yapıldı”

Konuşmasında eğitimde yaşanan kaosa da değinen Çeler, 1974 yılından bu yana sadece 17 okul yapıldığının altını çizdi.

1974 yılından itibaren ülkede sadece 17 okul yapıldığını, gelinen aşamada özel ile devlet okulları arasında ciddi farklar olduğunu, hafta başında uygulamaya konulan uygulamaya yönelik özel okullarda katılım %80lerın üzerindeyken, bu rakamın devlet okullarında çok düşük seviyelerde olduğunu belirten Çeler, “Vatandaş neden güvenip çocuklarını devlet okullarına göndermiyor, neden öğretmenler endişe duyuyor, çünkü atılması gereken atılmıyor da ondan” ifadelerini kullandı.

“İnsanlar endişe duyuyor ama kaybedilen gelecektir”

Hükümete, “UNESCO, Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye’nin koronavirüs (Covid-19) salgını sırasında, eğitimle ilgili açıklamalarına bakıldı mı?” sorusunu soran Çeler, eğitim konusunda toplumun büyük endişe yaşadığını kaydetti.

Çeler, “İnsanlar endişe duyuyor ama kaybedilen gelecektir” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü ve ülkemizdeki sağlık örgütlerinin eğitimle ilgili açıklamalarının, AB ülkelerinde eğitimle ilgili hangi çalışmaların yapıldığının takip edilip edilmediğini soran Çeler, herkesin içinde bulunulan durumdan endişe duyduğunu, ancak kaybedenin gelecek olduğunu vurguladı.

“Bugün çocuklarımızı eğitimsiz bırakırsak, gelecek emin ellerde olmayacak” diyen Çeler, eğitimin sağlıklı ve güvenli başlayabilmesi için atılacak adımların bu açıdan oldukça önemli olduğuna dikkat çekti.

“En etkili yöntem aşı yöntemi”

Türkiye Tabipler Birliği tarafından yapılan açıklama Amerikan İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsünün geliştirdiği kontroller hiyerarşisinden bahsedildiğini anımsatan Çeler, konuyla ilgili bakanın bürokratları tarafından bilgilendirilip bilgilendirilmediğini sordu.

Bu sistemin böylesi olağanüstü durumlarda öğrenci, aile, öğretmen ve toplum sağlığının korunması, faaliyetlerin yeni normale göre sürdürülmesi ve hastalığın bulaşma riskinin de en aza indirilerek eğitimin aksatılmaması ile ilgili adımları içerdiğini belirten Çeler, Bu adımları; ortadan kaldırma, yerine başka bir şey koyma, mühendislik önlemleri, idari önlemler ve kişisel koruyucu ve ekipman olarak sıraladı.

Çeler, Bulaşı kontrol altında tutup yayılmasını engellemek adına en etkili yöntem olan ortadan kaldırmanın aşı yöntemi olduğunu, aşının tedariğinde yaşanan bilinmezliğin bunu etkili kılmadığını bu durumda da yerine başka bir şey koyma uygulamasının devrede olması gerektiğini, bu uygulamanın da gerekli alt yapının tamamlanmaması ve on line eğitimde yaşana sıkıntılar nedeniyle sekteye uğradığını kaydetti.

On line eğitim verilirken müfredatın da aynen devam etmesinin sıkıntılara neden olduğunu belirten Çeler, katılımcılığı artırmak adına birçok yeni ve farklı yöntemlerin uygulanabileceğini kaydetti.

“Eğitim ciddi sekteye uğradı”

Hem yerinden hem de on line denilen hibrit eğitimle ilgili de sınıfların havalandırması, mesafelerin korunması, semptom taraması yapılması gibi gerekli mühendislik önlemlerinin alınması gerektiğini kaydeden Çeler, tüm bunlar çok daha önceden hazırlanması uygulamaya konması gerekirken, maalesef yapılmadığını, bunun sonucunda da eğitimin ciddi sekteye uğradığını ifade etti.

Konuşmasında okullarda küçük öğrenci grupları oluşturup, başka gruplara karışmaması ve mümkünse gün boyu aynı öğretmenle kalması uygulaması olan kohort sisteminden de bahseden Çeler, “Yıllar içinde az okul yapmamızın sıkıntıları özellikle pandemi döneminde daha çok hissedilmektedir. Eğer bu anlayışı yönetim biçimi olarak içselleştirip ona göre davranmış olsaydık, bugün yaşadığımız karmaşa ve kaosun önüne daha kolay geçmiş olabilecektik” dedi.

Ortaya koyduğu tüm bu unsurlarla ilgili Eğitim Bakanlığın çalışması olup olmadığını, varsa da neler olduğunu soran Çeler, toplumun doğru bilinçlendirmenin ve güveni sağlamanın hükümetin en önemli görevlerinden olduğunu kaydetti. Çeler, gerekli  sistemin kurulması için de ‘Ben yaparım olur’ mantığı yerine tüm paydaşlarla birlikte hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.











Başa dön tuşu