KıbrısManşet

Özersay: Sonucu tahmin ediyorduk

Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’de 5+BM gayriresmi Kıbrıs toplantısında sunduğu altı maddelik önerinin ilk maddesinin, diğer maddelerin konuşulup görüşülmesini engellediği kaydetti

Özersay: Masaya koyma şekli doğru değil

Kudret Özersay, 5+BM gayriresmi görüşmelerin sona ermesinin ardından BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Kıbrıs sorununun çözümü için taraflar arasında yeterli ortak zemin bulamadık” yönündeki açıklamasını da değerlendirerek, sonucun bu şekilde olacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Özersay, “zemin arayışı sürerken Kıbrıs Türk tarafına nefes aldıracak doğal gaz, geçişler, deniz ve havalimanlarının açılması gibi konuların da görüşülmesinin mutlaka sağlanması gerektiğini” vurguladı. Partisinden yapılan açıklamaya göre, HP Genel Başkanı Kudret Özersay, katıldığı bir televizyon programında 5+1 gayriresmi Kıbrıs toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cenevre görüşmesinde Kıbrıs Türk tarafının sunduğu belgedeki ilk maddenin diğer maddelerin konuşulup görüşülmesini engellediğini söyleyen Özersay, şöyle konuştu:

“Kıbrıs Türk tarafı birinci maddede dedi ki; ‘Müzakereler başlamadan önce BM Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi’ne bir öneri götürecek ve Güvenlik Konseyi bir karar alarak bu müzakereler bağlamında iki tarafın eşit egemenliği kabul edilecek.’ Müzakereler bağlamında iki tarafın birbirini tanıması değil ama uluslararası toplumun iki devleti eşitleyen bir karar alması istendi. Kimisine göre bu istek KKTC’nin tanınması isteğidir. Kimisine göre bu istek ‘Aslında Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Rumlar gibi bir devlettir’ görüşünün yani devlet statüsünün (statehood) tanınması, Güvenlik Konseyi’nin tarafları eşitlemesi isteğidir. Normal şartlarda devlet sahibi olmak Kıbrıs Türkü’nün en az Kıbrıslı Rumlar kadar hakkıdır. Bir gerçek var; bu bir ön şarttı. Kıbrıs Türk tarafı koyduğu 6 maddenin ilk maddesinde bir ön şart koymuştur. Bu Guterres’in yapabileceği bir şey değildir. Rumlar da ‘tamam’ deseydi Genel Sekreter’in yapmaya çalışacağı konuyu Güvenlik Konseyi’ne getirmek olacaktı. Orada da Rusya’nın, Amerika’nın, Çin’in, Fransa’nın ve İngiltere’nin hepsinin birden kabul etmesi gereken bir şeyden bahsediyoruz. Bir ön şart koyabilirsiniz ama ‘Mevcut BM parametreleri çerçevesinde bir federasyon görüşmesi tekrar söz konusu olacaksa benim bir ön şartım var’ diyebilirdiniz. Burada federasyon görüşmeyeceğinizi söyleyip kendi önerinizi masaya getiriyorsunuz ama kendi istediğiniz modele de ön şart getiriyorsunuz. Bu aslında ‘Rum tarafı bizim önerimizi görüşmeye hazırsa bile bir ön şartım var’ demektir. Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetinin sorgulanmasına neden olabilecek olan, iyi planlanmamış bir ön şarttır. Mesela izolasyonların kaldırılması durumunda masaya oturulacağı söylenseydi anlardım. Elimize federasyon dışında bir şeyi görüşme önerisi yapmak gibi tarihi bir fırsat geçmişti. Önerilerimiz de belli ki işe yaramış ki iki devletin iş birliğine dayalı bir model önerildi ama masaya koyma şekli doğru değildi.”

“Kıbrıs Rum tarafının kazancı izah edilmeliydi”

HP lideri Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının önerisini, iki başlığı içerik ve yöntem olarak iki başlığa ayırmak gerektiğine belirterek, masaya bir federasyon veya iki ayrı devlet önerisinin getirilmediğini işaret etti.

Özersay, Halkın Partisi olarak dört yıldır önerdikleri “3. Yol” olan iş birliği modelinin öneri olarak sunulduğunu ancak bu modelin altının iyi doldurulmamış olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:

“İki devletin iş birliği önerisi sunuldu. İki devletin belirli bazı konularda iş birliği anlaşması yapması önerildi. Hangi konularda iş birliği yapılmasını önerdiği dahi bizim gördüğümüz kağıtta yoktu. Biz uzun bir süredir, iki devlet önce iş birliğine başlasın, o iş birliğinin federasyona mı iki devlete mi evrileceğini zaman gösterir diyoruz. Bu önerinin içinde de federasyon kurmak için iki devlet oturup müzakere etsin demiyor. Masaya konulan şey iki devletin iş birliği modelidir. Bunun neye evrileceğini de söylemiyor, ucunu açık bırakıyor. Bunlarda bir sorun yok. Ancak hangi konularda iş birliği yapılacağını söylemiyor. Önerinin altı doldurulmamış gibi görünüyor. Diğer bir önemli nokta; bir müzakere olacağının sinyali veriliyor. ‘İki devletin iş birliği modeli söz konusu olacaksa Rum tarafının bunu neden kabul etmesi gerektiğinin de izah edilmesi gerekecektir’ diye sürekli uyarıyorduk. Cumhurbaşkanı Tatar’ın Rum tarafının da kabulünü sağlayacak bazı al-verleri yapacağının sinyalini vermesi lazımdı. Tıpkı Anastadiades’in ‘Türk tarafı neden federasyonu kabul etmelidir’i açıklaması gerektiği gibi. Tatar’ın iş birliği modelini öne sürerken toprağı, mülkiyeti müzakere edeceği mesajını da vermelidir demiştik. Sunulan önerilerde, AB, toprak, mülkiyet ve güvenlik başlıklarını görüşeceği söylendi. Anlaşırsak referanduma gideceğiz denildi. İçerik olarak iki devletin iş birliği modeli masaya konuldu ama KKTC’nin devamı gibi bir şey masaya gelmedi. Çünkü AB, mülkiyet, toprak ve güvenlik konularının müzakere edilmesi sonucunda değişecek.”

“Birinci maddeyle ilgili Türk tarafı hamle yapmalıydı”

Kudret Özersay, altı dolu şekilde federasyon dışında bir model Cenevre’de sunulsaydı, herkesi başka bir alternatifin olduğuna ikna etmenin de kolaylaşacağını belirtti.

Özersay konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bizim söylediğimiz bellidir; federasyon mademki paylaşmaya dayalı bir ortaklıktır ve Rum tarafı paylaşıma hazır değildir, o zaman Kıbrıs’ta federasyonun şartları yok demektir. Bu durumda çözüm için iki seçenek vardır elinizde. Ya şartları değiştirip federasyonu sağlarsınız ya da paylaşmaya dayalı federal ortaklık yerine başka bir ortaklık kurarsınız. Bugün bizim 4 yıldır söylediğimiz noktaya geldik… Altı dolu şekilde federasyon dışında bir model Cenevre’de sunulsaydı, herkesi başka bir alternatifin olduğuna ikna etme de kolaylaşacaktı. Ancak tüm dünyanın gözü üzerimizdeyken bunun altının doldurulamamasıyla, ‘tek alternatif federasyondur’ düşüncesi teyit edilmiş olabilir.”

Özersay, uyuşmazlıkların çözümünde ‘tek yol’ diye bir yaklaşımın mümkün olmadığını da belirterek, “Birinci maddeyle ilgili Türk tarafı bir hamle yapmalıydı” dedi.

Kudret Özersay açıklamasına şöyle devam etti:

“Bu toplantının sonucunda, ‘Müzakere zemini henüz bulunamadı ama zemin için istişareler devam etsin. Eğer bulunursa 5+1 bir toplantı daha yaparız denilebilir’ diyorduk. Yanılmadık… Bu konuda Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun katıldığı toplantıda Halkın Partisi olarak bir uyarıda bulunmuştuk. Eğer müzakere için ortak zemin bulunamasa da istişarelerin devam etmesi istenirse, Kıbrıs Türkü’ne nefes aldıracak bazı talepler olsun. Zemin arayışı devam ederken doğal gaz, geçiş kapılarının, deniz ve havalimanların açılması gibi konuların eş zamanlı görüşülmesini sağlamak gerekir dedik.”











Başa dön tuşu