EkonomiKıbrısManşet

2017’den itibaren ekonomi yavaşladı

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, ekonomik daralma ile boğuştuklarını vurgulayarak, “İmkanlarımızı kullanıyoruz ve toplumun bu krizi mümkün olabilecek en az hasar ile atlatmasını sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

Arıklı: Ülke 3 bin 500 dolar civarında fakirleşti

Arıklı, kişi başına düşen milli gelire bakıldığında ülkenin 3 bin 500 dolar civarında fakirleştiğini belirterek pandemi kriziyle işsizliğin de yükseldiğini söyledi.

Erhan Arıklı, ekonomik ve sosyal kalkınma vizyonunun makro düzeyde katılımcı bir yaklaşımla belirlenmesi, lokomotif sektörlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu sektörlerin zenginleştirilmesi, sosyal ihtiyaçların planlı ve zamanında karşılanmasını, kaynakların ise verimli ve etkin kullanılmasını mümkün kılabilen bir ekonomik modele geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Arıklı’nın, bakanlıkta ilk altı aylık icraatlarını anlattığı, vizyon ve istişare toplantısı bugün Lefkoşa Merit Otel’de gerçekleştirildi. Toplantıya Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın yanı sıra tüm bürokratlar katıldı. Basın toplantısında Bakanlık Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu da teknik bilgiler içeren bir sunum gerçekleştirdi.

Arıklı itiraf etti: Ekonomik daralma ile boğuşmaktayız

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, ilk altı ayda bakanlığının ve bağlı dairelerin icraatlarını anlattı.

Toplantıda yapmak istediklerini ve ilk altı ayda yaptıklarını anlatan Arıklı, aynı zamanda da ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun bir fotoğrafını çekerek daha iyiye gidebilmek için vizyonlarını ve önerilerini aktardı.

Hem sağlık hem de ekonomik olarak zorlu bir pandemi sürecinden geçildiğine dikkat çeken Arıklı, “Ekonomik daralma ile boğuşmaktayız. Hem devlet, hem de hükümetler olarak imkanlarımızı kullanıyoruz ve toplumun bu krizi mümkün olabilecek en az hasarla atlatmasını sağlamaya çalışıyoruz.” dedi.

Salgından ekonomi ve hizmet sektörünün ciddi anlamda etkilendiğini dile getiren Arıklı, “Ekonominin sağlığın altında ezilmesine göz yumduk.” ifadelerini kullandı.

2017’den itibaren ekonomi yavaşladı

KKTC olarak 2009 krizi ve sonrasında da 2017’den itibaren ekonomik yavaşlama yaşandığını ifade eden Arıklı sözlerine şöyle devam etti:

“Maalesef pandemi bizi bu süreçten çıkamadan yakaladı. Yaşadığımız birçok sorun zaten var olan sorunlardı ama belki belirgin olmayan bir şekilde sürüyordu. Pandemi bizi bütün bu sorunlarla yüzleşmeye zorladı.”

“İşsizlik yüzde 10 civarına çıktı”

2011 yılından bu yana kişi başı gelire bakıldığında 3 bin 500 dolar civarı fakirleşildiğine dikkat çeken Arıklı, pandemi krizi ile işsizliğin yüzde 10 civarlarına çıktığını gördüklerini özellikle gençlerin ve kadınların pandemi krizinde daha da zorlandıklarını kaydetti.

Turizm ve yükseköğrenim sektörlerine aşırı bağımlılıktan dolayı ekonomik faaliyetlerin ciddi şekilde etkilendiği gerçeğiyle de bir kez daha karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Arıklı, yapısal sorunların krizle büyüdüğünü, derinleştiğini ve daha da aciliyet kazandığını vurguladı.

Uzun yıllar Ekonomi Bakanlıklarının sadece sanayi arsaları ve KIBTEK’ten sorumlu olduğu düşünülen bir süreç yaşandığını kaydeden Arıklı, tam da bu yüzden DPÖ’nün de 5 yıllık kalkınma planları yapmaktan vazgeçtiği dönemlerden bugüne plansız bir ekonomi ile sadece mali politikalar ile günü kurtarmaya çalıştıklarını belirtti.

“Bize yeni bir normal gerek”

“Konu normalleşme ise pandemi sonrasında eski normale dönmemiz bize bir şey kazandırmayacak çünkü yaşadıklarımız aslında pandemi krizinin çok öncesinde başladı ve eski normale dönmemiz aslında hiçbir sorunumuzu uzun vadede çözemeyecek. Bize yeni bir normal gerek. Normalleşeceksek yeni ekonomik büyümeye dayalı bir model yaratmamız gerek.” şeklinde konuşan Arıklı, dünyada küreselleşme ve teknoloji kullanımının her geçen gün artmakta olduğunu, ekonomik rekabet edebilirlik ve sürdürülebilirlik kavramlarının yepyeni bir boyut kazandığını kaydetti.

Ekonomik Kalkınma Vizyonu…

Ülkenin bu koşullara adapte olabilmesi için, uzun vadeli ‘Ekonomik Kalkınma Vizyonu’nun tüm paydaşlarla birlikte sorgulanması ve toplumsal uzlaşı içerisinde şekillendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Arıklı, ekonomik ve sosyal kalkınma vizyonunun makro düzeyde katılımcı bir yaklaşımla belirlenmesi, lokomotif sektörlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu sektörlerin zenginleştirilmesi, sosyal ihtiyaçların planlı ve zamanında karşılanması, kaynakların ise verimli ve etkin kullanılmasını mümkün kılabilen, bir ekonomik modele geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tarafından ekonominin planlanmasının mümkün olmadığına da değinin Arıklı, ilk altı ayda kendi yapabileceklerini yapıp hükümet ortakları ile gerekli istişareleri yapmaya çalıştıklarını söyledi.

“Bütçe açığı büyüyor”

2021 Mali Yılı bütçe açığının giderek büyüdüğüne dikkat çeken Arıklı, şu verileri paylaştı:

“KKTC 2021 Mali Yılı bütçesi, 1.980 milyon TL yerel bütçe açığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 1.150 milyon TL katkı yapılacağı varsayımıyla 830 milyon TL genel bütçe açığı olarak yasalaşmıştır.

Sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması çerçevesinde bütçe açığına 800 milyon TL katkı öngörülmesine bağlı olarak genel bütçe açığı 830 milyon TL’den 1.180 milyon TL’ye yükselmiştir.

2021 yılı Şubat ayında açıklanan Covid-19 önlem paketinde bütçede öngörülmeyen 400 milyon TL’lik tutar, alınan ilave Covid-19 tedbirleriyle Haziran ayı itibarıyla 600 milyon TL’ye ulaşmıştır. Bu kapsamda Haziran ayı itibarıyla 2021 mali yılsonu toplam açığımızın 1.780 milyon TL’ye ulaşacağı tahmin edilmektedir”

“KKTC ekonomisi artık yüksek gelirli bir ekonomi değil”

Üretkenliği düşük sektörlerde büyüme eğilimi, yatırımların ve yeni istihdamın düşük seviyede olması sonucunda, KKTC ekonomisinin artık yüksek gelirli bir ekonomi olmadığına değinen Arıklı, “KKTC’nin kişi başına düşen geliri 2011 yılından itibaren düşmektedir. Son 10 yılda kişi başı milli gelire göre fert başında yaklaşık 3 bin 500 dolar fakirleştik. Yapısal sorunlarımız bizim sadece patinaj ekonomisi içine kısır bir döngüde tutuyor. Rasyonel ve kapsamlı zihinsel bir dönüşüm yapmadığımız taktirde fakirleşmeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Kıbrıs’ın kuzeyinin yapısal sorunlarını dile getiren Arıklı şu ifadeleri kullandı:

“Dışa bağımlı bir ekonomik yapı; kısıtlı su, enerji, doğal kaynaklar; tüketime dayalı bir ekonomik yapı; turizm ve yükseköğretim ağırlıklı hizmet ihracatına dayalı ekonomik büyüme; düşük yatırım oranı (toplam yatırımlar/GSYH=%15); düşük üretkenliğe sahip hizmet sektörü; düşük istihdam artışı, 2019 yılı (% 2,2); orta gelir düzeyi tuzağı; kişi başı milli geliri belli bir seviyeye ulaşan gelişmekte olan bir ülkenin, ar-ge yoksunu üretim stili ve geleneksel iş yapış modellerine bağlı kalması nedeniyle, kısırdöngüye girmesi ve kolay kolay gelişmiş ülke kategorisine ulaşamamasıdır. Bundan sonrası için katma değeri yüksek üretim, nitelikli iş gücü ve üst düzey bir yönetim kalitesi gerekiyor.”

 











Başa dön tuşu