KıbrısManşet

Eğitim Beklemez İnisiyatifi: Diğer sektörler nasıl açık tutuluyorsa okullar da açık tutulmalı

Eğitim Beklemez İnisiyatifi, 2021-2022 Eğitim-Öğretim döneminin başlamasına sadece 6 gün kala, farklı zümrelerden çıkan olumsuz seslerin artık tahammül edilemez bir düzeye geldiğini vurgulamak ve taraflara asıl sorumluluk hedeflerini hatırlatmak amacıyla bir basın açıklaması yaptı

Tüm kesimler elini taşın altına koysun

İnisiyatif, tüm ilgili tarafları birbiri ile çatışmak ve muhalif olmak için, çocukları ve velileri kullanmayı bırakmaya ve resmi makamda görev yapan, hükümetten veya sivil toplumdan olsun, istisnasız herkesin sağduyu ve sorumluluk duygusu ile elini taşın altına koyma çağırarak zamanın gelmiş ve hatta geçmek üzere olduğunu vurguladı.

En riskli görülen okul bile uzaktan eğitimden iyidir

Ülkemizde eğitimin çok uzun yıllardır hem altyapı hem de üst yapı eksiklikleri olduğunun tartışılmaz bir gerçek olduğunu belirten İnisiyatif velileri; ancak tarafların birbirini sürekli suçlamak dışında, somut iş birliği adımları atamamalarının bedelini en çok çocukların ödediğinin altını çizdi.

İnisiyatif, pandemi öncesi yaşanan sorunların, pandemi gerçeği ile birleştiği zaman tablonun ağırlaştığını, ancak en “riskli” görülen okulun dahi, pedagojik formasyon almış, eğitimli ve donanımlı öğretmenlerimizin gözetiminde olacağı gerçeğinden hareket edilmesi gerektiğini; “bir ekran başında evde yalnız kalmaktan”, “sokaktan” veya işi çocuk bakmak olmayan nene ve dedelerle sözde uzaktan eğitim yapmasından “uygun” olacağına inandıklarını belirtti.

Diğer sektörler nasıl açık tutuluyorsa okullar da açık tutulmalı

İnsiyatif yaptığı açıklamada: “İki yılı heba edilen çocuklarımız ve gençlerimizin ihtiyaçlarının ön plana koyularak, tarafların “eleştiri” değil; iş birliği esasında bir araya gelerek, çözüm alternatifleri üretmesi şarttır.

Ülkede pek çok alanda denetimin yeterli olmadığını görüyoruz; ancak tüm aksama ve denetimsizliklere rağmen nasıl ilgili sektörler açık tutuluyorsa, okullar da açık tutulmalıdır.

Hükümet yetkililerinin gerekli adımları atmada yetersiz kaldığını görüyoruz; ancak, geçtiğimiz yıldan bugüne “aşı yoksa eğitim yok” politikası ile, kimsenin sorumluluk almayarak çocuklarımızı gözden çıkardığını unutmadık. Bu yıl kimsenin bunu yapmasına izin vermeyeceğiz.

Sendikaların sürekli sadece eleştiride bulunup, velilere çocukları okula göndermeyin çağrıları yapmasının da pedagojik etiğe sığmadığını düşünüyoruz” dedi.

İdeal şartları ararken çocuklar kaybediliyor

 

Okullardaki altyapı ve üstyapının yetersizliklerine ilişkin bir değerlendirmede de bulunan Eğitim Beklemez İnisiyatifi temsilcileri, bugüne kadar eğitimin var olan sorunlarını çözülemediğini, temennilerin en hayati sorunların ivedilikle çözülmesi olduğunu ama ideali ararken, çocukların tamamen kaybedilmek üzere olduğunun bir kez daha altını çizdi.

Tam gün eğitime geçilmesi masaya yatırılsın

İnisiyatif açıklamasının devamı şöyle:

“Bizler de kuşkusuz eğitimle ilgili tüm sorunların çözülmesinden yanayız. Madem ki, dünya standartlarında, nitelikli bir eğitim sistemine erişmekten bahsediyoruz; o zaman, tam gün eğitime geçmeyi de, özel ders ve etütlerin durumunu da masaya yatıralım.

Madem eğitimde fırsat eşitliğinden bahsedeceğiz; çoğu yerde tam gün eğitim olmadığı için gece gündüz mesai yapan anne-babaları tarafından özel okula gönderilen çocukların eğitimi aksamayacakken, fırsat eşitliği adı altında ellerinden alınan eğitimi de konuşalım.

Çözüm, tüm tarafların var olmak ve ihtiyaçlarını gidermek adına yarattığı imkanları da elinden alınarak sağlanmaz! Çözüm tüm taraflar için asgari ihtiyaçların giderilmesi ile mümkündür.

Çözüm istiyorsak: okul yoğunlukları çok yüksekse ve risk devam ediyorsa; okul mevcudunun yüksek olduğu okullarda gerekiyorsa pandemi sona erene kadar çift vardiya eğitim verilmesini,

Oturum düzeni açısından tekli sıra gerekiyorsa, tekli sıra oluşumu ile yeni sıraların yapılması için hemen kampanya başlatmayı,

Pandemi için elzem olan maske ve dezenfektan için bir fon hesabı oluşturulması ve süreklilik ile bu maske dezenfektanların okullarımıza ulaşmasını sağlamayı da konuşalım.

Sendikaların yetkin kadrolarının önderliğinde çocukların kayıplarına ilişkin nasıl akademik değerlendirme ve telafi yapılacağını, ülkenin her bir ferdinin okulların açık tutulması için yaratması gereken milli seferberliği de konuşalım.

Covid-19 vakaları ve pandemi gerçeği hayatın içindedir. Her yerde vakalara rastlanırken, okullarda çıkmamasını bekleyemeyiz. Vaka çıkacak, ama bizler, panik yapmadan ve okulları kapatmadan iş birliği ile bir çözüm bulmak zorundayız. Aksi halde, velilerin de sokağa inmeye yakın olduğunu belirtmek isteriz.

Mayıs ayında yapmış olduğumuz ilk açıklamada, “bir kez daha eğitimin ve çocuklarımızın öncelik listesinin en sonuna atıldığını, bir neslin hem bugününe hem de geleceklerinde telafisi imkansız yaralar açılmasının hiçbir “yetkili”nin ne fikrinde ne de zikrinde olduğu gerçeği gözler önüne serildi”, demiştik.

Halen tartışılan tüm konuların gerçek öznesinin çocuklarımız olmadığı aşikardır. Tüm tarafları, konunun öznesine hizmet vermek üzere sağduyuya davet ederiz.”











Başa dön tuşu