KıbrısManşet

KTGB: Sırada kim var?

Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB), Özgür Gazete yazarı Basın Emekçileri Sendikası (Basın-sen) Başkanı Ali Kişmir‘in Türkiye’ye alınmaması ile ilgili Cumhurbaşkanlığı ve hükümetin toplumunu aydınlatma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı

KTGB: Sırada kim var?

Birlik Yönetim Kurulu’nun ‘Sırada im var?’ başlığıyla yayımladığı yazılı açıklamada, Basın-Sen Başkanı Kişmir’in İstanbul’da maruz kaldığı uygulamanın kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Temmuz ayında 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın basın ve iletişim danışmanı Ali Bizden ile araştırmacı yazar Ahmet An’ın milli güvenliğe zararlı oldukları gerekçesiyle Türkiye’ye girişlerine izin verilmemesinin üzerinden 3 ay geçtiği halde kamuoyuna gerekli açıklamalar yapılmadığı hatırlatılan açıklamada, bugün aynı gerekçeyle bir gazetecinin daha Türkiye’ye girişine izin verilmediği belirtildi.

“Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit”

Basın-Sen Başkanı, gazeteci Ali Kişmir’in, Hırvatistan dönüşü KKTC’ye gelişi öncesinde ihtiyaç duyduğu PCR testini yaptırmak amacıyla İstanbul’da transit yolcu bölümünden pasaport kontrolüne gittiğinde, Türkiye polisi tarafından “giriş yasağı” olduğu gerekçesiyle bir sonraki uçuşa kadar bir odada bekletildiğinin anımsatıldığı açıklamada, Kişmir’in bu süreçte maruz kaldığı uygulamanın da kabul edilebilir olmadığı ifade edildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi;

“Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, 3’üncü kez yaşanan bu durumu, insan haklarına, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak görmekte ve ister istemez “sıradaki kim olacak” diye sorgulamaktadır.

Gazetecilerin hangi gerekçeyle olursa olsun bir ülkeye girişine engel olunması ifade ve basın özgürlüğüne bir darbedir, korku devleti yaratmaya yönelik ciddi bir hamledir.

Bu nedenle kamuoyunda dolaştığı duyulan ve aralarında üyelerimizin de bulunduğu Ali Kişmir’in giriş yasağı ile ortaya çıkan “yasaklı listesi”nin açıklanmasını ve söz konusu listede yer alan gazetecilerin hangi gerekçelerle Türkiye’ye girişlerinin yasaklandığının açıklanmasını bir kez daha talep ediyoruz.

Temmuz ayında yaşanan olayların ardından girişim yaptığını duyuran Dışişleri Bakanlığı’nın bugüne kadar bu konuda herhangi bir açıklama yapmadığını da hatırlatarak KKTC Cumhurbaşkanlığı ve hükümetinin, bu konuda gerekli girişimi yapıp kamuoyunu ve bizleri aydınlatmakla yükümlü olduğunu vurgulamak isteriz











Başa dön tuşu