KıbrısManşet

Erdoğan rejiminin Akıncı sancısı!

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı‘nın Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş‘ın tutuklu kalmasına ve 10 Büyükelçi‘nin Türkiye tarafndan ‘İstenmeyen kişi‘ ilan edilmesine verdiği tepkiye anında tepki gösterdi

Oktay: Erdoğan 20 yıldır girdiği tüm seçimlerde halkının teveccühünü kazanmıştır

Akıncı’nın yaptığı açıklamaya karşın havuz medyasının başını çeken devletin resmi haber kurumu AA’ya konuşan Oktay,  Akınc’ının kendi bağımsız ve egemen devletini (KKTC) dile getiremediğini savundu.

Oktay, “Savunamayacak kadar dış mihraklara bağımlı bir şahsın, Türkiye gündemi ve Türkiye’nin dış politikası hakkında konuşması, tek kelimeyle hadsizlik ve talihsizliktir. Türkiye hakkında konuşmak onun çapını aşar. 20 yıldır girdiği tüm seçimlerde halkının teveccühünü kazanan bir lidere, Cumhurbaşkanımıza dil uzatması da hadsizlikte geldiği son noktanın bir işaretidir” ifadesini kullandı.

Oktay, şunları söyledi:

“Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yürüttüğü kişilikli ve vakurlu dış politikasının sonuçlarını, Doğu Akdeniz dahil her alanda almaktadır. Türkiye’nin sergilediği dik duruşun mesajını, bahsi geçen diplomatlar ve ülkeler almışken, bu şahıs ne yazık ki alamamış. Akıncı’nın, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile bu kadar yakından ilgili olması da aynı kaynaklardan beslendiklerinin açık bir göstergesidir. Türkiye ve KKTC ilişkileri her daim iyi ve güçlü olacak. Bu birlikteliği bozmaya kimsenin gücü yetmeyecek”

Akıncı ne demişti?

“Türkiye’de tek adam rejimi ülkeyi yıkıma doğru sürüklüyor”

Türkiye’de tek adam rejimi ekonomik ve siyasal anlamda hızla ülkeyi yıkıma doğru sürüklüyor. Her açıdan Türkiye’nin etkisi altında bulunan KKTC’de de maalesef durum vahim bir noktadadır.

Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve daha bir çok kişinin özgürlüklerinden yoksun halde tutulması, bazı aydınların Türkiye dışında yaşamak zorunda bırakılması hiç bir çağdaş hukuk normuyla açıklanamaz.

Ali Bizden, Ahmet An ve Ali Kişmir’in Türkiye’ye girişini yasaklayan anlayış da aynı hukuksuz siyasetin bir sonucudur. 10 yabancı büyükelçiyi Türkiye’den kovma noktasına varan bu antidemokratik siyaset duvara toslamaya mahkumdur.

Ne yazık ki, acısını Türkiye’de yaşayanlar kadar, hatta fazlasıyla Kıbrıslı Türkler de çekmektedir. Ekonomik, siyasal iflas ve yozlaşma Kıbrıslı Türkleri de derinden etkilemektedir.

Çıkış yolu, evrensel hukuk normlarına, insan haklarına, demokratik ilkelere saygılı, dünya ile barışık bir politika izlenmesinden geçmektedir.

Kıbrıs’ta da olmayacak formüllerle zamana oynamayı bırakarak, tek mümkün çözüm olan federal çözüm doğrultusunda, uluslararası toplumla işbirliği içinde çalışmak zorunluluğu vardır. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta daha iyi bir geleceğe ulaşabilmenin yolu budur











Başa dön tuşu