KıbrısManşet

Çıralı’nın açıklamasını fırıncılara sorduk: Haberimiz yok, bizi yansıtmıyor

Resmi olarak var olmayan Fırıncılar Birliği‘nin Başkanı sıfatıyla tüm fırıncılar adına açıklama yapan Çıralı Fırın sahibi Ömer Çıralı’nın açıklamalarını sorduğumuz fırıncılar, Çıralı’nın ifadelerinin kendilerini yansıtmadığını söyledi

Çıralı kendi fikrini ‘birlik adına’ diyerek açıkladı

Tarım Bakanlığı’nın un ve unlu mamullerin ithalatını serbest bırakma hamlesi sonrası, yerli un fabrikaları ayakta kalamayacaklarını söyleyerek fabrikalarına kilit vurmuş, sonrasında yapılan görüşmelerde ise kararın tekrar gözden geçirilmesi karşılığından bugünden itibaren fabrikalarını 5 günlüğüne tekrar açmayı kabul etmişlerdi.

Kararın ardından hali hazırda resmiyeti olmayan Fırıncılar Birliği’nin Başkanı olduğunu iddia eden Çıralı Fırın’ın sahibi Ömer Çıralı, birlik adına açıklama yaparak ‘İthalat kararına tam destek veriyoruz’ demişti.

Fırıncıların Çıralı’nın açıklamasından haberi yok

Çıralı’nın, Bakanlık ve hükümete un ve unlu mamullerin ithalatının serbest bırakılması adına baskı yaptığı ve bunu kendisiyle birlikte sadece birkaç fırın sahibinin daha istediği anlaşılmıştı.

Özgür Gazete olarak Çıralı’nın açıklamasını fırıncılara sorduk;

Göçmenköy Şah Fırını Direktörü: Kesinlikle un ithaline karşıyız

Açıklamadan haberi olmadığını belirten Şah, Ömer Çıralı’nın Fırıncılar Birliği Başkanı olarak yıllar önce seçildiğini, sonrasında ise birliğin dağıldığını söyledi.

Şah, “Kesinlikle un ithaline karşıyız, bunu defalarca bildirdik. Birlik Başkanı yıllar önce seçildi, sonrasında birlik dağıldı ve bir daha seçim yapılmadı. Bu açıklaması da tüm fırıncıları kapsayan açıklama değil” dedi.

Narin Fırını Direktörü Hulus Hulusioğlu: Hali hazırda kimyasallardan arındırılmış, katkısız bir un var elimizde

Açıklamanın Çıralı’nın kendi kendine yazdığı bir açıklama olduğunu ve ortak hazırlanan bir bildiri olmadığını söyleyen Hulusioğlu, buradaki esas konunun, un ile beraber ünlü mamullerin de ithalatının önünün açılması olduğunu belirtti.

Hulusioğlu, “Örneğin şu an donmuş ekmek geliyor ve tüm otel ve restoranlara satılıyor. İthalat yapılacaksa bunun normları nedir? Türkiye’de 80 TL’ye de un var 680 TL’ye de. Burada hali hazırda kimyasallardan arındırılmış, katkısız bir un var elimizde” dedi.

“Ekmeği dahi dışardan getirirsek vay halimize o zaman”

İthalat serbest kalırsa, her fırının istediği gibi un getireceğini, bunu yapabilecek olan fırınların da az sayıda olduğunu söyleyen Hulusioğlu, ithalat konusunda da şunları söyledi;

“Bu un neye göre gelecek? Biz tahlil edebilecek miyiz içinde ne var ne yok diye? Sertifikalı gelecekmiş ama biz tahlil etmeyeceğiz ki. İnsanlarımı mı zehirleyelim? Ömer Çıralı açıklama yaparken bize danışmadı. Un ithalatına direk karşıyım diyemem ama doğru un ithalatı yapılacak mı onu bilmek isterim. Unlu mamuller de geldiğinde yerli üretimimiz tehlikeye girecek. Bu gün her fabrikada kaç kişi çalışır? Küçük, orta, büyük işletmeler dahil hepimiz tehlikeye gireriz. Çünkü serbest kalırsa, yüzlerce kişi unlu mamul getirecek. Kim buna dur diyecek. Ekmeği dahi dışardan getirirsek vay halimize o zaman”

Kardeşler Fırın/Dinçer Şerbetçioğlu: Ucuz ekmeğin bedeli ‘fabrikaları kapatalım’ olmamalı

Çıralı’nın açıklamasının kendi görüşlerini yansıtmayan bir açıklama olduğunu, bu ekonomik kaos ortamında fevri bir kararla un ithalatını serbest bırakmanın ileride yanlış sonuçlar doğurabileceğini düşündüğünü söyleyen Şerbetçioğlu, sektörün içinden çıkılmayacak bir hale gelebileceğini vurguladı.

Şerbetçioğlu, “Günün sonunda tüketicinin ucuza ekmek yemesi ile de bitmiyor olay. Hem fırıncılık sektörü hem de yerli un fabrikaları etkilenecek. Normal bir zamanda tartışılması lazım, bu zaman doğru zaman değildir. Biz bir avuç insanız. Önemli olan sürdürülebilir bir ekonomi yaratmaktır. Ucuz ekmeğin bedeli olarak ‘fabrikaları kapatalım, tüm fırıncıları da kapatalım’ demek olmaz” dedi.

Dano/Şükrü Dalkılıç: Kendini başkan ilan etmiş biridir. Fikirlerine katılmıyorum

Çıralı’nın açıklamasının kendisini temsil etmediğini belirten bir diğer isim olan Dano Fırın sahibi Dalkılıç, Çıralı’nın açıklamasının kendilerini bağlamadığını ve hali hazırda Fırıncılar Birliği’nin de faaliyette olmadığını belirtti.

Dalkılıç, “Kendini başkan ilan etmiş biridir. Fikirlerine katılmıyorum. Şu an kriz ortamında ithalatın doğru olmadığına inanıyorum. Oturup doğru yol bulunabilir ama bu şekilde yapılması rekabet ortamını oluşturmaz.. Değirmenciler bir sürü ek vergi öderken, fonsuz-vergisiz olarak adaya un ve unlu mamüllerin girmesi doğru değildir. Doğru yolun hep birlikte bulunacağına, ülkemize sahip çıkacağımıza inanırım” dedi.

Ustam Fırını/Fatih Karayel: 1000’e yakın unlu mamulle uğraşan firma var, kaç kişi bu unu getirebilir?

Fırıncılar olarak şu an bir dernek kurma aşamasında olduklarını belirten Karayel, Çarşamba günü de Sanayi Odası’nda bir toplantı yapacaklarını ve Ömer Çıralı’nın kendilerini temsil edip etmediğine karar vereceklerini belirtti.

Karayel, “Çoğu kişi zarar gördü bu açıklamalardan, yerli üretim durma aşamasına geldi. Başbakanlık’ta yapılan toplantıda da ‘Neden Türkiye’den buğdayı TL ile almıyoruz?’ diye sorduk. Benim görüşüm değirmenlerin önünün açılmasıdır. Biz neden TL ile buğday almıyoruz? Bu kriz öncesinde burada unu 240 TL’ye alırken Türkiye’de 110 TL idi. 1000’e yakın unlu mamulle uğraşan firma var, kaç kişi bu unu getirebilir? Eğer fırıncılar getirecekse yine aynı şey olacak. İki tarafta da haklı-haksız var. Türkiye Toprak Mahsülleri Ofisi aracılığıyla buğday getirilmesi daha akılcıdır. Bizim Toprak Ürünleri Kurumu’nun da devreye girmesi ve değirmenlerin desteklenmesi gerekir” dedi.

Erenköy Ekmek Fırını/Polat Alyaz: Dışardan un gelmesine karşıyım

Fırın sahibi Polat Alyaz, net şekilde konuşarak, “Dışardan un gelmesine karşıyım” dedi.

Fırıncılar Birliği diye bir şey olmadığını, eski birliğe üye olan bir fırıncı olduğunu belirten Alyaz, “Ben yerli üreticiden yanayım, kendim de yerli üreticiyim. Hep birlikte üretmeliyiz ve karar vermeliyiz” şeklinde konuştu.

Menemendi Fırını/Hasan Menemendi: Ekor ve Çıralı gibi büyük fırınlar 1, 1 buçuk senedir yerli un almıyorlar

Un ithalatının mantıklı bir seçenek olmadığını belirten Menemendi, ithalat yapılacaksa dahi bunun en ince ayrıntısına kadar düşünülerek, doğru şekilde yapılması gerektiğini, yerel üreticiyi zora sokmayacak ve fırıncıyı da destekleyecek şekilde olması gerektiğini vurguladı.

Menemendi, “Un fabrikaları bizim insanımızındır. Zaman gelir, ‘alın sonra ödersiniz’ diyen de olur. Biz zam yapmaktan mutlu değiliz, zaten şartlar kötü, ay sonunu zor getirir olduk. Ben hala 4 TL’den simit satıyorum, 10 TL’ye satanlara sormak lazım neden 10 TL diye. Ben ufak bir fırınım üstelik, büyük fırınlar toptan aldıklarında unu, daha da uyguna geliyor. 200 gram somun ekmeği 4,5-5 TL’ye satıyorlar. Ben de 250 gram ekmeği 4,5 TL’den satıyorum. Ekor ve Çıralı gibi büyük fırınlar 1, 1 buçuk senedir yerli un almıyorlar. Askeri ihalelere katılıp, vergisiz, gümrüksüz un getirip, oradan kalan unu da iç piyasada kullanıyorlar” dedi.

Çatalköy Fırını/Ersoy Onat: Serbest bırakılmasına karşıyım. Devlet katkı koysun sübvanse etsin yerli üretimden yanayız

Bir diğer fırın sahibi Ersoy Onat da Çıralı’nın görüşünde olmadığını, fırıncıların tamamının un ithal etme gücü de bulunmadığını belirterek, “Yerli un fabrikaları kapattığında 2 fırın mı çalışacak ülkede?” diye sordu.

Onat, “Biz peşin para vermeden unu vadeli alıyoruz. Hepimiz batalım mı? Devlet getirirse fabrikalarımız alsın buğdayı. Benim gücüm yok Türkiye’den un getireyim. 2-3 fırın varsa maddi durumu iyi olan, biz batalım mı? Ekmek teknemiz batsın mı? Serbest bırakılmasına karşıyım. Devlet katkı koysun sübvanse etsin yerli üretimden yanayız” dedi.

Özel Haber/Pınar Barut











Başa dön tuşu