EkonomiKıbrısManşet

Barçın resmi rakamlarla mali olarak TC’ye bağımlı olmadığımızı ortaya koydu

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ekonomist Devrim Barçın, Kıbrıs‘ın kuzeyinde kendi kaynaklarımızla TC‘den mali destek almadan ekonominin yönetilebileceğini Maliye Bakanlığı‘nın resmi rakamlarını ortaya koydu

Barçın: Mali olarak Türkiye’ye bağımlı değiliz, olmamalıyız

Meclis Genel Kurulu‘nda, ‘Mali olarak Türkiye’ye bağımlı değiliz, kendi kendimizi yönetebiliriz‘ başlıklı bir konuşma yapan Barçın, ifade edeceği rakamların Maliye Bakanlığı’nın resmi internet sitesi üzerinden yayınladığı veriler olduğunu, konuşmasını oluşturacak rakamlar üzerinden hükümetin eleştiri yapması halinde kendi bürokratlarına danışmaları gerektiğini söyledi.

Barçın, “Mali olarak Türkiye’ye bağımlı değiliz, olmamalıyız. UBP’nin seçim bildirgelerinde de bu söylemi okumaya başladık, mutlu olduk çünkü kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi demek, kendi iradesiyle karar veren bir siyaset demektir” dedi.

“892 milyon 102 bin TL verginin sadece 499 milyon TL’sini toplanıldı”

Bunun da bağımsız, özgür, birilerinden talimat alıp karar üretmeden, Kıbrıslıtürklerin yerel iradesinin ortaya koyduğu seçilmiş olanların iradesiyle bir yönetimi yaratacağını söyleyen Barçın, Maliye Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, 2020 yılında 5 bin 461 kurumdan 2 bin 612 kurumun bizzat kendisinin, Yürütme erkanının zorlaması olmadan, kendi işletme faaliyetlerine binaen, Vergi Dairesi’ne gidip vergi beyanında bulunduğunu söyledi.

Barçın, “Beyan edilen rakam 2020 yılında (2019 için) pandemi dönemi öncesi, 892 milyon 102 bin TL iken, 2 bin 849 kurum ise vergi vermeyeceği beyanında bulundu. 2020 yılı bütçesinin açıklanan verilerine göre, 2020 yılının sonu itibariyle 2019 yılında devlete ödenen vergi miktarı 499 milyon TL’dir. 2020 yılında ‘Peşin Vergi Uygulaması‘ da yürürlüğe girmişti, o rakamda bunun içindedir. 2019 yılındaki beyan edilen verginin yanında 2020 yılında 3 ayda 1 kurumların vergi ödemesine binaen yürürlüğe girmişti” dedi.

Barçın bunun neden önemli olduğunu da şöyle açıkladı;

“Çünkü 2020 yılında tahsil edilen 499 milyon TL’lik Kurumlar Vergisi’nin 235 milyon TL’sinin, yani 2 bin 612 kurumun beyan edip ödediği 499 milyon TL’nin 235 milyon TL’sini 21 tane ticari banka ödemiş. Yani yüzde 49.13’ünü bankacılık sektörü ödemiş”

“Kurumlar Vergisi toplasak ‘Genel gelir-gider’ bütçe açığımız 7 milyon TL olurdu ki bu para hiçbir şeydir”

“Bu ülkede kaynak yoktur, TC’ye bağımlıyız” diyenlere, pandemi öncesine de bakmayı öneren Barçın, 2019 yılında 2 bin 467 kurumun devlete vergi vereceğini beyan ettiğini ve bu rakamın da 736 milyon TL olduğunu ancak sadece 458 milyon TL ödendiğini açıkladı.

Barçın, “Yani 2019 yılında ülkemizde faaliyet yürüten kurumlarımızın, hiçbir zorlama olmadan ödemeyi beyan edip ödemediği rakam 278 milyon TL’dir. Peki bugün ‘Genel gelir-gider’ farkı nedir? 285 milyon TL. Yani biz beyan edilen Kurumlar Vergisi’nin, re’sen uygulamayı geçtim, normal olarak toplasak ‘Genel gelir-gider’ bütçe açığımız 7 milyon TL olurdu ki bu para hiçbir şeydir” dedi.

“Anadolu halkları bizim yanlış yönetimimiz yüzünden ortaya çıkan açığı kapatmak için kaynak yollamaya mecbur değil”

Genel gelir-giderin içinde TC’den gelen paraların da olduğunu ancak 2019 yılında TC’den Kıbrıs bütçesinin kamu maliyesine kredi anlamında 0 TL geldiğini hatırlatan Barçın, genel gelir-gider arasındaki farkla, ödenmeyen Kurumlar Vergisi’nin toplanması durumunda, ülkenin kendi ayakları üzerinde duracağını, siyasi irade gösterecek ekonomik bir mali tabloya sahip olacağını vurguladı.

Barçın, “Yani kendi ayaklarımız üzerinde durup TC’ ye mali açıdan bağımlı olmamak, Anadolu halklarının vergilerini de burada kullanmayıp, kendi ihtiyaçlarına gitmesi açısında da büyük önem arz ediyor. Anadolu halkları bizim yanlış yönetimimiz yüzünden ortaya çıkan açığı kapatmak için kaynak yollamaya mecbur değil” dedi.

“Üçlü kararname kapsamından müdür atamalarını çıkaralım”

Ülkede kendi ayaklarımız üzerinde duracak kaynak olduğunu ancak bunu kullanma noktasında siyasi irade gerektiğini belirten Barçın, bu olmazsa, daha çok Bakan değişeceğini, hükümet bozulacağını söyledi.

Barçın, “O yüzden CTP, rakamlar ve alternatif çözüm önerileriyle bunu ortaya koyuyor. Bu sadece bir ayağı. ‘Belediyelerde Reform‘ diyorsunuz, kaynak sorunu var diyorsunuz, gelin bu üçlü kararname kapsamından müdür atamalarını çıkaralım. Maliyeye artı değer olacaktır. Ama yapmadınız yapmıyorsunuz, atamalara devam ediyorsunuz” dedi.

“Yeni müsteşar atamasaydınız o parayla 214 esnafa aylık bin TL elektrik faturası yardımı yapardınız”

Bügün yeni atanan bir müsteşarın Maliye’ye aylık Brüt maliyeti 5 bin 970 TL olduğunu, ikramiye artışının ise 214 bin 920 TL olduğunu vurgulayan Barçın şöyle devam etti;

“Esnaf zamlar nedeniyle bu ay sonu elektrik faturasını ödeyemeyecekken, bugün müşavir bir müsteşarı Çalışma Bakanlığı‘na Müsteşar atamayıp, yerine bir müdürü Müsteşar olarak atamasaydınız, bu 214 bin TL’lik kaynakla 214 esnafa aylık bin TL elektrik faturası yardımı yapardınız.

Üniversite kadrosuna, başka dairelere atadığınız ‘Barem 19‘ Müsteşarlar gibi bir atamanın devlete aylık maliyeti de 16 bin 444 TL’dir. 2,5 asgari ücret kat sadece maaş artışıdır bu.

“Anadolu halklarının vergilerini bir müdürü müsteşar atayıp ödemek için mi alıyoruz?”

Artı ikramiye farkı 591 bin TL’dir. BYani 591 emekçiye-esnafa aylık bin TL elektrik parası yardımı yapabilirdiniz.

Bu ülkede siyasi kaynak, ekonomik kaynak vardır. Bu ülke TC’den kaynak almadan ayakları üzerinde durabilir. Elbette TC ile iyi ilişkiler, ülkemize yatırım yapılması ve bir finans kaynağı oluşturulması notkasında önemlidir.

O ilişkileri reddeden bir yerden bu cümleleri kurmuyorum. Ama biz Anadolu halklarının vergilerini bir müdürü Müsteşar atayıp ödemek için mi alıyoruz?”











Başa dön tuşu