EkonomiKıbrısManşet

Rahvancıoğlu: Krizin ağırlığını halkın sırtına, önlemleri ultra zenginlere uyguluyorlar

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, kamusal sağlık, kamusal konut, kamusal eğitim, kamusal ulaşım politikası gerektiğini vurgulayarak, ülkedeki rejimin yapısının ise büyük sermayeyi şımartmak üzerine kurulu olduğunu belirtti

Rahvancıoğlu: Eylemde toplumun giderek yoksullaşması ortak zemindi

Kıbrıs TV’de Hasan Hastürer’in sunduğu “Haberin ve Hayatın” İçinden programına katılarak gündeme dair açıklamalarda bulunan Rahvancıoğlu, 1 Nisan Cuma günü yüksek katılımla gerçekleşen eylemi değerlendirdi.

Rahvancıoğlu, “Eylemde hem Sendikal Platform’da olan sendikalar, hem de bugüne kadar Sendikal Platform’la birlikte iş birliği yapmamış birçok sendika bir araya gelebildi, bu da çok anlamlıydı. Yaşanan ekonomik kriz, ekonomik krizde hükümetin icraatları, yoksullaşma, elektrik zamları ve kesintileri kısacası toplumun giderek yoksullaşması ortak zemindi” dedi.

Ülkee uzun zamandır yaşanan bu sıkıntıları seçim sürecinde de defalarca anlattıklarını hatırlatan Rahvancıoğlu, “Kıbrıs’ın kuzeyinde bir iktidar odağı yoktur, bunu sadece Ankara’dan, Meclis’ten veya hükümetten ibaret bir şekilde de tarif edemeyiz” ifadelerini kullandı.

“Kriz realitesini reddetmiyoruz ancak hükümetler halkın değil sermayedarların yanında duruyor”

Rahvancıoğlu, parçalı bir iktidar yapısının olduğunu, her alanda çöreklenmiş, oradan ticari, siyasi fayda sağlayan iktidar odakları olduğunu ve yaşadığımız her sorunla ilgili o iktidar odaklarına dönüp mücadele etmek gerektiğini belirterek, Bağımsızlık Yolu olarak kriz olduğu realitesini reddetmediklerini söyledi.

Rahvancıoğlu “Dünyada bir savaş var. TL döviz karşısında değer kaybediyor. Evet pandemi ekonomiye ciddi anlamda balta vurmuştur bunlar gerçektir, ancak hükümetler bu kriz ortamında halkın değil sermayedarların, ultra zenginlerin yanında durmayı tercih ediyor. Hükümet krizde sıkıntının ağırlığını halkın sırtına, önlemleri de ultra zenginlere uyguluyor” vurgusunu yaptı.

“Zenginler kazansın, sermaye kâr etsin diye kamusal olan her şeyin altı oyuluyor”

Rahvancıoğlu rejim partilerinin hepsinde egemen bir politika olan; “zenginler ve ultra zenginler el üstünde tutulmadığı sürece ekonomi döndürülemez” gibi neoliberal bir akımın var olduğunu söyledi.

Rahvancıoğlu, “Sonuca baktığımız zaman toplu taşımacılık gibi bir politikayı geliştirmek yerine, akaryakıt ithalatçılarına araba ithalatçılarına ve yol yapmak için inşaat şirketlerine mecbur bırakan bir politika sergileniyor. Bir insanın sadece işe gidiş geliş masrafı asgari ücretin 3’de 1’ine denk geliyorsa bu bir meseledir. Demek ki ulaşım politikamızı gözden geçirmemiz lazım. Eğitimde ve sağlıkta ayni tarz örnekler verilebilir, zenginler kazansın sermaye kar etsin diye kamusal olan her şeyin altı oyuluyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Kamusal sağlık, kamusal konut, kamusal eğitim ve kamusal ulaşım politikası gerekiyor”

“Kamusal sağlık, kamusal konut, kamusal eğitim, kamusal ulaşım politikası gerekmektedir” diyen Rahvancıoğlu, ülkedeki rejimin yapısının büyük sermayeyi şımartmak üzerine kurulu olduğunu vurguladı.

Bağımsızlık Yolu’nun bu kriz ortamında ilk yapılması gereken şeyin; “asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi ve hayat pahalılığı ödeneğinin asgari ücrete de uygulanacak şekilde 2 aya çekilmesi” olduğuna inandığını vurgulayan Rahvancıoğlu, “Şöyle bir noktanın altını çizmek isteriz ki, bu enflasyonist bir yaklaşımdır ve kısa vadede acil yapılması gerekendir. Uzun vadede esas yapılması gereken halkın giderlerinin azaltılmasıdır” dedi.

Rahvancıoğlu, “Halkımız diyecektir ki ‘nasıl olacak? Hükümetin elinde eğitime, sağlığa yatırım yapacak para mı var?’ Evet bu ülkede böyle bir para var, biz diyoruz ki; bu ülkede ultra zenginler var, 1 defaya mahsus ultra zenginlerden alınacak “Servet vergisi”yle eğitimden sağlığa, ulaşımdan barınmaya temel hizmet kalemlerine yatırılacak şekilde organize edilirse halkın sıkıntılarının büyük oranda çözülebilecek” dedi.











Başa dön tuşu