Köşe Yazarlarımız

25 HAZİRAN, MAZHAR FUAT ÖZKAN …!!!

Hüseyin Özgürgün’ün istifasını kabul etmeyip, 1 buçuk yıl maaşını çatır çatır ödeyen Kuzey Norveç Meclisimiz, Kudret Özersay istifa eder etmez jet hızında toplanmış ve istifayı kabul etmiştir…

Ardından ortalık toz duman oldu, açıklamalar arkası arkasına gelmeye başladı…
Çok kısa bir süre önce söylenen sözleri, yapılan açıklamaları, adaylık söz konusu olunca eleştirdik…

Ne dedik…???
İki gün öne “Sine-i Millet” diyenler,
“Meclis boykotu” diyenler,
“Sokakta mücadele” diyenler
“Kudret doğrusunu yaptı” diyenler,

Kudret Özersay istifa edip Meclisten ayrıldıktan sonra yasa gereği alınan erken seçim kararı ile birlikte teker teker adaylık açıklaması yapmaya başladı…
Parmak arkasına saklanmaya gerek yok, kimden bahsediyoruz…???

TDP ve SOL Hareket’ten…
“Siyasettir” dediler,
“Anlık kararlar değişebilir” dediler
“Örgüt öyle istedi” dediler…

Tek vekillik olacak be dedik,
Belki bir iş birliği olabilir be dedik
Umutlandık, sesimizi kestik..

Genel seçimlerde iş birliği yapılmadığı için boykotçuyduk,
Tek vekillikte iş birliği niyetine sandıkçı olduk…
Yine olmadı, yine olmadı…
Tek bir vekillik yahu…

50 Milletvekilinin seçileceği bir genel seçim değil ki bu, Kıbrıslının yaptığı gibi birine tik, diğerine tok diye tiki toko seçim pusulası doldurulsun…

Bir Milletvekili yahu, bizim ülke standartlarımıza göre dünyanın en pahalı seçimi için bir milyon sterlin harcanacağı tek bir adet koltuk…

CTP haricindeki bütün sol partiler toplantı yaptı, umutlandık…
Kendi aralarında anlaşırlarsa belki CTP de iş birliğine ikna olur dedik…

Sonuç yine hüsran oldu…
Peki ne oldu…???
Solun kronik hastalığı yine nüksetti
Önce ateş ettiler, sonra nişan aldılar,

Tam 12 hedefinden vazgeçtim, karavana salladılar…
Her parti, her örgüt niye tek bir aday üzerinde anlaşamadığı üzerine açıklama yaptılar…

SOL Hareketi dinledik, başka,
YKP’yi dinledik, daha başka,
TDP’yi dinledik, bambaşka bir açıklama gördük…

Yalan kelimesini kullanmak istemiyorum ama birleri, bir şeyleri yanlış anlatıyordu…
Ama artık bir önemi yoktu…

Barış yanlılarının tek vekillik için, hepsine de kefil olacağım üç çok değerli aday ismi açıklandı…

Adaylıklar açıldıktan sonra bile SOL Hareket Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan’ın;

“Sol güçler bir araya gelir, tek aday üzerinde uzlaşılırsa ben adaylıktan çekilmeye hazırım” açıklaması bile hiç kimsenin kılını kıpırdatmadı…

Niye bizi bu üç çok değerli isim için seçim yapmaya zorladınız, yani…???
Mazhar, Fuat, Özkan gurubumu bu…???

Kıbrıs Türk siyaseti için üç değerli insan yahu…

Abdullah Korkmazhan, birçok mitingde, bir çok eylemde sırt sırta, omuz omuza mücadele verdiğimiz, ayni dünya görüşüne, ayni ülküye inanan, barış ve federasyon yanlısı bir Kıbrıs sevdalısı…

Abdullah’a niye oy vermeyeyim…???

Tacan Reynar, kıdemli bir yargıç olarak mücadele için konformist bir hayatı reddederek istifa eden ve egemenlerin tüm tehditlerine rağmen Afrika baskınında bizi öldürmek için plan ve eylem yapanların karşısına dikilip hukuk mücadelesi veren bir adam…
Tacan’a niye oy vermeyeyim…???

Sami Özuslu, yıllarca Yenidüzen gazetesinde birlikte mücadele ettiğim, uzun yıllar Yenidüzen gazetesi yazı işleri müdürlüğü, sonrasında ise SİM TV’nin genel yayın yönetmenliği yapmış, hayatını örgütsel mücadeleye ve Kıbrıs’ta barışa adamış çok güzel bir insan…

Sami’ye niye oy vermeyeyim…???

Sevdiğimiz, saygı duyduğumuz, her söylemlerinin altına imzamızı atacağımız üç yoldaşımız arasında neden bizi tercih yapmak zorunda bırakıyorsunuz…???

Niye…???
Birlik, mücadele, dayanışma diyorsunuz, hani…???

Ben bu değerli üç arkadaşım arasında bir seçim yapamam, kimse kusura bakmasın…
Buyurun siz yapın…!!!











Başa dön tuşu