Köşe Yazarlarımız

Fırsatlar (Opportunity)

Mezrada yaşayan ve süt, ekmek, yumurta almakta zorlanan Türkiye, uzay çağının toplumlara, ülkelere açtığı fırsatı ıskalayıp duruyor…

Fırsat derken, pazar günü yapılan seçimler sonrası ortaya çıkması muhtemel fırsatlardan söz etmiyorum.

Zaten böyle bir fırsat var mı, onu da bilmiyorum… Bilmiyoruz.

Üstelik daha da kötümserler var, örneğin bir dostum “Türkiye’nin intihar ettiğini” düşünüyor. Neyse…

Enseyi karartmadan izleyeceğiz…

***

Benim söz ettiğim fırsat, başka bir fırsat…

Opportunity’nin Türkçe tercümesi olan Fırsat…

Basın Tarihi izinden 2004 yılını incelerken, o yıl 24 Ocak’ta ikizi Spirit’ten iki hafta sonra Mars’a inen Opportunity (Fırsat) adlı araç…

***

İnsanlığın 2004 yılındaki Mars macerasını detaylandırmadan önce medya sosyolojisi için bazı tespitlere ihtiyaç var…

Türk basınında ne zaman televizyon, ne zaman dış basın, ne zaman ekonomi sayfaları söz konusu olmuş diye bakınca, toplumsal değişmelerin de ip uçlarını bulabiliyorsunuz.

Söz edilmeyen konulara bakınca da medyanın eksiklerini, çağla ve gelişmiş dünyayla arasında açılan farkları görüyorsunuz.

Örneğin sanat, teknoloji, uzay gelişmelerini derli toplu ve sürekli yansıtan, insanlığa penceresini sürekli açık tutan bir yaklaşımdan fazlasıyla mahrumuz…

2004 yılında öyleydik…

19 yıl sonra, 2023 yılında da durum aynı…

***

25 Ocak 2004 tarihinde Spirit ve Opportunity’nin Mars’a seyahatleri haber olmuş ama insanlık âleminin güncel gelişmesi olarak gereğince selamlanmamış..

Ayrıca Uzay Çağı’nda olmamıza rağmen uzaydaki gelişmeler medyanın radarına fazla girmemiş.

***

“Mars Exploration Rover-B” (Mars Keşif Aracı-B) ya da “MER-B” olarak da adlandırılan Opportunity, NASA’nın Mars programının parçası olarak 7 Temmuz 2003’te uzaya fırlatılmış, 25 Ocak 2004’te Kızıl Gezegen’in Meridiani Planum Platosu’na inmiş.

Opportunity ile aynı tarihlerde “MER-A” olarak adlandırılan “Spirit” adlı ikiz araç da gezegenin diğer ucuna indirilmiş.

Görevleri, Mars yüzeyini ve gezegenin jeolojik yapısını incelemekmiş.

2009’da gezegen yüzeyinde sıkışan Spirit’in dünya ile irtibatı kopmuş.

Opportunity ise 10 Haziran 2018’de dünya ile bağlantısı kopana kadar, 14 yıl 4 ay 16 gün boyunca Kızıl Gezegen’deki keşif faaliyetini sürdürmüş.

Başlangıçta keşif aracının ömrünün 90 Mars günü kadar olması ve gezegen yüzeyinde 1 kilometre kadar yol kat etmesi öngörülüyormuş. Ancak öngörülen yaşam süresinin 60 kat üzerinde faaliyet gösteren araç 45 kilometre yol almayı başarmış.

Opportunity, 2012’de Mars’a inen Curiosity ve 2018’de indirilen sismik inceleme aracı Insight gibi NASA’nın sonraki yüzey keşif misyonlarına zemin hazırlamış.

***

Peki, 2023’te durum ne?

14 Nisan 2023 tarihinde Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Jüpiter’in buzlu uydularını incelemek için Ariane-5 adlı uzay aracını fırlattı.

ESA’nın Jüpiter’in Buzlu Ayları Keşfi (Juice) adlı misyonu, Jüpiter’in uydularında mikroorganizmaların yaşamı için gerekli koşulların olup olmadığını anlamayı hedefliyor.

Callisto, Europa ve Ganymede, Jüpiter’in bu üç uydusu İtalyan gökbilimci Galileo Galilei tarafından 1610 yılında keşfedilmiş.

***

Fransız Guyanası’ndaki Kourou’dan ayrılan roketin Jüpiter’in uydularına ulaşması yaklaşık 8 yıl sürecek.

1,6 milyar Dolar değerindeki Juice’un Temmuz 2031’de Jüpiter sistemine ulaşması bekleniyor.

***

Juice, Ganymede çevresindeki yörüngeye yerleşmeden önce diğer “aylara” da 35 kez yaklaşmayı deneyecek ve bazen yüzeylerine 400 kilometre kadar yaklaşacak.

Uzay aracında toplam 10 alet bulunacak. Bunların arasında yüzeyin ve yüzeyin altının üç boyutlu haritasını çıkarabilecek bir alet, parçacık detektörü ve radar da olacak.

İngiltere’deki Imperial College London Üniversitesi tarafından tasarlanan “Elektromanyetik Alan Ölçer” ise “ayların” gizli okyanusları hakkında bilgi toplayabilecek.

Imperial College London’da araştırmacı olan Prof. Michele Dougherty;
“Okyanusun derinliğini, tuz içeriğini, kabuğun okyanusun üzerinde ne kadar derin olduğunu ve okyanusun kayalık manto ile temas halinde olup olmadığını anlayacağız. Böylece ayın iç yapısı hakkında bilgileneceğiz ve yüzeyde organik materyal olup olmadığını tespit edeceğiz” diyor.

***

ESA Bilim Direktörü Prof. Carole Mundell ise bunun çok çılgın bir fikir olmadığını vurguluyor.

BBC’ye konuşan Mundell, “Dünya üzerinde, asit ve radyoaktivite düzeyi yüksek. Sıcaklığın da aşırı yüksek ve düşük olduğu ortamlarda bile yaşam belirtileri görebiliyoruz” diyor ve Prof. Michele Dougherty gibi okyanuslara dikkat çekiyor:
“Örneğin Dünya’daki okyanusların dibindeki yanardağlar bile bize bambaşka gezegenler gibi gözükebiliyor. Başka yerlerde de benzer koşullar varsa mikropların yaşamaması için hiçbir neden yok. Biz Juice misyonuyla bu koşulları incelemek istiyoruz.”

Görünen o ki biliminsanları Jüpiter’in Callisto, Europa ve Ganymede adlı uydularının derinliklerinde okyanuslar olduğunu düşünüyor.

***

Dünyada yaşamın olması için su, besin kaynağı, enerji ve zamana ihtiyaç var.

Bilim insanları uzun zamandır Mars’ın, bugün olmasa da geçmişte Dünya dışında yaşama ev sahipliği yapma olasılığı en yüksek gezegen olduğunu düşünüyordu.

Ancak Jüpiter ve Satürn’ün yörüngesindeki buzlu aylar, Evren’in başka yerlerinde yaşam olasılıklarını araştıran astrobiyologların ilgisini çekmeye başladı.

***

Çürümüş siyaset kurumunun çilekeş kölesi gibi yaşayan Türkiye’nin bezginlik veren konusu ise hep aynı… Varsa yoksa siyaset.

Siyaset kurumu ise yüz yıldır ülkeyi demokratikleştiremediği gibi kendisi de her gün biraz daha köhneleşiyor…

Halbuki insanlık âlemi her gün ivmesini hızlandırarak uzay çağını yaşıyor…

***

Basın Tarihi’ni yazarken rastladığım 2004 yılında Mars’a inen Opportunity, 2023 yılında Jüpiter’e yolculuk eden Juice’un yolunu da açmış oldu…

Mezrada yaşayan ve süt, ekmek, yumurta almakta zorlanan Türkiye ise uzay çağının insanlara, toplumlara, ülkelere açtığı fırsatı ıskalayıp duruyor…

Basın Tarihi’nde dünya basını ile Türkiye medyasını kıyaslarken de bunu somut olarak görüyorsunuz…











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu