InstagramKöşe Yazarlarımız

TATAR, TARTAR, AVATAR & ROKETATAR…!!!

Supreme liderimiz Mersin 10 Tatar yine ve yeniden New York’a tatile gitti…
Gitti ama nasıl gitti…

Dünyanın tek 4 pasaportlu Cumhurbaşkanı(!) olduğu için biraz maceralı gitti…
Uçuşa göre pasaport, ülkeye göre isim…

Ercan’dan İstanbul’a KKTC pasaportu ile,
İstanbul’dan Münih’e Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ile,
Münih’ten aktarmalı olarak Londra’ya İngiliz pasaportu ile,
Londra’dan da New York’a TC Diplomatik pasaportu ile uçtu…

Ercan ve İstanbul’da TATAR,
Münih’te TARTAR,
Londra’da AVATAR,
New York’ta ROKETATAR’’dı…

Ercan’da Cumhurbaşkanı,
İstanbul’da atanmış memur,
Münih’te sıradan bir yolcu,
Londra’da sade bir İngiliz vatandaşı,
New York’ta ise toplum lideri olarak kabul gördü…

Kimlik bunalımına girdi…
Yanındaki korumasına; “Be, ara sıra hatırlat bana o şu ben Cumhurbaşkanıyım” dedi…
Toroslar hiç görünmüyordu ama Empire State binası çok net görünüyordu…

Fantastik ve turistik bir gezi yaptı…
Özgürlük heykeline baktı, baktı; “Ma bu nedir be amma” dedi…

Brooklyn’de McDonald’s yedi, beğenmedi…
“Uzun yoldaki daha güzel yapar” dedi…

Times Square’ı gezdi, hayran kaldı…
“Las Vegas’tan vazgeçtim, Kapalı Maraş’ı aha böyle yapacam” dedi…

Ground Zero’yu ziyaret etti, anıtı gezdi, boş araziyi bir emlakçı gibi süzdü;
“Söyleyim Reyize da buracığa bir cami yaptırsın” dedi…

Adettendir bir de Hot Dog yedi, satıcıya hardalı göstererek;
“Do you know? This is Lapsana, but our bikla is better” dedi…

Hazır sohbet başlamışken molehiyayı anlatmaya çalıştı…
Azimliydi, Kıbrıs kültürünü tanıtacaktı, danışmanları son dakikada engel oldu…
Hispanic satıcı “Cabron” diye söylendi…

Broadway’de şaşkınlığını gideremedi;

“Amma çok ışıklı bina var ha, ayni Alayköy yolu… Bunlar da meraklıdır galiba gece kulübüne” deyip kahkahayı bastı…

Danışmanı araya girdi; “Yok, bunlar tiyatro binasıdır sayın Başkan” dedi…

Supreme liderimiz bozuntuya vermedi;
“Ahmak Amerikalı, bizim memlekette 25 yıldır tiyatro binası yok ama biz her türlü tiyatroyu çeviririk” dedi ve bir kahkaha daha attı…

Manhattan’da gökdelenleri izlerken başı döndü;
“Aha biz da İskele’yi böyle yapacaydık. Ne emirname, ne imar planı, biz sizin arkanızdayız dedim diye yediler beni” diye şikayet etti… Karşı çıkanları vizyonsuz vatan hainleri ilan etti…

Ekip olarak maç izlemeye Yankee stadyumuna gidildi… Supreme liderimiz çok heyecanlandı, eski günleri aklına geldi…

Kendisine “Come on Ers” dediklerini tekrar hatırlatarak;
“Ne çakardım be o kafayı, lak diye sokardım. Aha bak, ata ata New York’a kadar geldik” dedi…

Maç başlayınca hayal kırıklığı yaşadı, saha bir acayipti, kaleler havadaydı;
“Peee, bunların topu bile bullaga yau” diye şikayet etti…

Son olarak Central Park’taki tura katıldı, “Şehrin göbeğinde park mı olur yahu” diye düşündü… Ekibine dönerek;
“Ma ne güzel külliye yapılır bunun içine ha?” dedi…

Aklı, bitmekte olan Lefkoşa’daki yeni külliye ve sarayındaydı…
Amerikalılara bir kez daha acıdı…!!!











Başa dön tuşu