Köşe Yazarlarımız

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ MAHKUM ETTİK

Bugün 22 Ocak 2021!..

Bundan tam 3 yıl önce bugün ifade özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti’nin AKP’li Cumhurbaşkanı talimatıyla linç edilmek istenmişti!..

Taşlar atıldı!..
-Camlar kırıldı!..
-Tabelalar indirildi!..
-Afrika Gazetesi’nin içerisine kadar girilip gazeteciler linç edilmek istendi!..

Yaşı yetenlerin aklına 2 Temmuz 1993 tarihi geldi!..

Tıpkı o gün Madımak Otel’deki aydınlara yapılmak istenen 22 Ocak 2018 tarihinde adanın kuzeyinde yapılmak istendi!..

Hem de polisin gözlerinin önünde!..

Düşünsenize, o gün Afrika Gazetesi’ne linç girişimine kalkışanlara ve meclisin damına çıkıp yabancı ülke bayrağı sallayanlara karşı kılını kıpırdatmayan PGM, mülteci vurduğu için bir polise plaket verdi!..
Yetmedi, kaçakçılığı ortaya çıkaran polisi ise sürgün etti!..

2018’in 22 Ocak günü yine yaşanılan faşizme karşı tek tepki koyan ve çok daha büyük olayların yaşanmasını engelleyen Polis Müdürü Ali Savaş Altan görevden alındı!..

Kızağa çekildi!..

Yine o gün yaşanılan faşizme tek ses çıkartan ve olay yerine gelip olası bir can kaybını önleyen dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı olmuştu!..

Yaşanılan bu dehşet verici olayın 4 gün sonrasında, yani 26 Ocak tarihinde onbinlerce insan ifade ve düşünce özgürlüğüne sahip çıkmak için yağmurun altında tarihi bir yürüş gerçekleştirdi!..

Bu olayın davasına bakan Yargıç Tacan Reynar, sisteme ve düzene isyan ederek görevinden istifa etti!..

Aslında o günlerde elimize öyle bir fırsat geçmişti ki, kendi irademizi ve özgürlüğümüzü kazanma şansına sahiptik!..

Toplumun geneli de buna hazırdı!..

Fakat ne yazık ki, o günlerde ben ve benimle birlikte 2-3 kişinin “Sokaktan kaçmayalım, bu fırsatı bu toplumun bağımsızlığı için kullanalım” dediğimizde, üzülerek söylüyorum, bazı “Solcu” sendikacılar “Ben ilk defa korktum.

Aha yürüdük, bu kadarı tamamdır, susalım ortalık yatışsın” dediler ve aslında bugünün temelini o gün attılar!..

O gün korkanlar yüzünden bugün toplum yargının yapmadığını yaptı ve ifade özgürlüğünü mahkum etti!..

18 Ekim 2020 tarihinde ifade ve düşünce özgürlüğüne sahip çıkan Mustafa Akıncı’yı değil 22 Ocak 2018 günü linç girişimi yapanları kucaklayan ve onlarla fotoğraflar çektiren Ersin Tatar’ı seçti!..

Akıncı’nın seçim dönemi söylediği, “Linç kültürü ile beslenenlerin oyu ile seçileceksem daha iyi seçilmeyeyim” demişti!..

Sonuç olarak müdahalenin de büyük etkisiyle seçilmedi!..

Demek ki adanın kuzeyindeki çoğunluk ifade ve düşünce özgürlüğünün linç edilmesinin normal buluyor!..

Ortaya çıkan irade bu!..

Dediğim gibi, biz gemiyi 26 Ocak 2018 mitingi sonrası düzenlenen toplantıda çekilen teslim bayraklarıyla batırdık!..

O nedenle şimdi yaşadıklarımız için başkalarına suç bulmaya gerek yok!..

Bize geriye kalan sadece, dün olduğu gibi bugün de yarın da kalemlerimizin susmayacak olması!..











Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu