Köşe Yazarlarımız

Onlar sıradan Hataylılar değil, AK Hataylılar…

Kıbrıs‘ın kuzeyinde on yıllardır süregelen ganimet sisteminin ve devlet ciddiyetinden uzak yapılanmanın içinde var olan isimlerden biri; Mehmet İpek.

Sağ ya da sol fark etmeden, hükümete gelmek isteyen tüm siyasilerin ağzını sulandıran bir oy potansiyeli olan Hataylılar Derneği‘nin de başkanı.

Ama sıradan(!) Hataylılar değil.

Onlar AK HATAYLILAR DERNEĞİ!

Geçmişten bu güne, diğer hatırı sayılır üyesi olan ve bu potansiyellerini seçim zamanı kendi istediklerini yaptırmak için kullanan bir çok benzer örgüt ve dernek gibi, her istediklerini yaptırabildiler.

Ak Hataylılar Derneği, özellikle seçim zamanları, sorgusuz sualsiz dağıtılan vatandaşlıklar, verilen arazi ve arsalar, T izinleri, kamuya memur alınması gibi şeyler karşılığında oylarını kullanan bu tip derneklerin en büyüklerinden.

Neredeyse ülkenin kaderini belirleyecek potansiyele sahipler.

Hani onlar oy kullanmıyoruz deseler, seçim sonuçları çok büyük oranda değişir, tüm anketler yanılır ve bambaşka bir manzara ortaya çıkar siyasette.

Ama bu elbette mümkün değil.

Çünkü hem siyasetçilerin onlardan hem de onların siyasetçilerden beklentileri var.
Az önce saydığım örneklerde olduğu gibi.

Bu insanların ortak özellikleri; AKP‘li olmaları, aşırı milletçi söylemlerde bulunmaları ve deli gibi sevdiklerini söyledikleri Türkiye varken, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşamaları.

Ha bir de, AKP hükümetini eleştiren gazeteleri taşlamak (Afrika gazetesi olayları), ‘ömür boyu yaşatacağız’ dedikleri KKTC’nin meclisinin damına çıkıp tehditler savurmak da hobileri arasında.

Hobi diyorum; çünkü yaptıkları hiç bir şeyin karşılığında, dişe gelir bir ceza almadan sıyrılabiliyorlar. Böylelikle bir sonraki barbarlıklarını kolaylıkla organize edebiliyorlar.

Hatta UBP’li siyasetçilerle (en tepesinden en alt kademesindekine kadar) boy boy fotoğraflar çekilip sosyal medyada paylaşarak, ‘arkamız sağlam’ imajı da veriyorlar.

Anlayacağınız, kuzeydeki sistemden en çok nemalanan ve o sistemin bizzat yarattığı kitlelerden sadece biri.

Şimdilerde yine, dağıttığı vatandaşlıklarla konuşuluyor Mehmet İpek. 

Bakanlığa ya da birebir rahatlıkla muhattap olduğu bakanlara telefon açıp ‘vatandaş olacak birini gönderiyorum’ demesi yeterli.

Kulağa olmaz gibi gelebilir. Ama bu aynen bu şekilde oluyor.

Karşıdaki siyasetçinin hayır diyebilme lüksü var mı? Hele de bu dönemde.

Erken seçim kapıda, oya ihtiyaç var.

Hataylılar bir ambargo koyarsa, UBP’nin vay haline. Çünkü o yeni vatandaşlık olmazsa, binlerce oy tehlikeye girecek. 

İpek kükreyecek ve külahları değişecek.

Tabi yasaya göre vatandaşlık almaya hak kazanmış olan insanları da tenzih etmemiz gerekiyor.

Bir de vatandaşlık verilmesi kadar, hak eden insanların vatandaşlık alamaması da büyük bir sorun.

Bu insanlardan bazılar sıradan Hataylı.
AK olanlardan değil..

Bazılarının ise hiç torpili ya da tanıdığı yok.
Zaten işlemeyen sistemde, onların dosyaları yıllarca arada kaynıyor, bekletiliyor..

Çünkü torpillilerden onlara sıra gelmiyor…

Şu ana kadar 1000’e yakın yeni vatandaşlık yapıldığı söyleniyor. Belki de daha fazladır.
Ama bunun yanında başka neler veriliyor ya da vaad ediliyor bilemiyoruz.

Peki bu iş biter mi?
Hiç sanmam.

Bu düzen, bu sistem değişmedikçe,
Bu iş elbette bitmez.

Yani bizim uğraşacağımız aslında bunlar da değil.
Sistemin köklü bir değişime uğraması için ses yükseltmemiz gerekiyor.

Son yıllarda, ufak ufak parçalara ayrılmış ve hepsinin ağzından farklı bir söylem çıkan muhalefetin bir araya gelmesi ve ortak hareket etmesi, zannımca bu düzeni değiştirecek tek yoldur.

Olur mu?
İşte orası tam bir muamma…











Başa dön tuşu