Köşe Yazarlarımız

ELMA DERSEM ÇIK, TEMASLI DERSEM ÇIKMA…!!!

Şimdi yeni moda temaslıların saklanması…

Saklambaç gibi, “10’a kadar sayıyorum, saklan”…

“1,3,5… 7, 10”…

“Önüm, arkam, sağım, solum sobe”…

“Elma dersam çık, temaslı dersam çıkma, sing da gal”…

“Hasan’ı gördüm, Salih zannettim, çömlekler patladı”…

Aslında covid kıçımızda patladı da kimsenin umurunda değil…

  • “Gardaş benim temaslı olduğumu söyleme ha, da işe gidemezsam yanarım vallahi”…
  • “Be Şermin pozitif çıktın ama ben sende gave içmedim dün ha, ona göre”…
  • “Bizim damat düğünden sonra pozitif çıktı, sordum genne temaslım yoktur dedi”…
  • “Bee yok söyleyesin o şu meyhanedeydik beraber, ben gelmedim ha”…

Verilen cevap büyük bir ihtimalle aynen şöyledir;

“Merak etme gardaş, hallederik”…

Saklan Mehmet, sen da saklan Huriye, nükleer atık tehlikesi var, çabuk sığınaklara…

Oysa dünya yandı kavruldu, şu ana dek tüm dünyada;

210 milyon pozitif vaka, 4.5 milyon da ölü var…

Tüm dünyada yapılan aşı miktarı 4,5 milyar…

Peki bizde durum ne…???

Haziran günlük ortalama 25 vaka…

Temmuz günlük ortalama 117 vaka…

21 Ağustos’a kadar günlük ortalama 153 vaka…

Elbette ki bu üç aylık sürede test sayılarında artış var, bu da pozitif vakaların artmasını açıklıyor, ancak önemli olan şu;

Ne kadar fazla pozitif vaka, o kadar fazla temaslı…

Ne kadar fazla temaslı, o kadar fazla yayılma…

Ne kadar temaslı saklanması, o kadar fazla bulaşma riski…

Günde 150-200 vaka sanayi bölgesindeki bir fabrikadan seri üretim mal değil be arkadaşlar, bu vakalar bizim çevremizden, yakınımızdan çıkıyor…

Yeni Zelanda’da altı ay önce vakalar bitti, maskeler atıldı, millet normal hayata döndü…

Ta ki üç gün önce altı aydan sonra tek bir pozitif vaka çıkana kadar…

Peki ne yaptı Yeni Zelanda hükümeti…???

Tek bir pozitif vakaya tüm ülkeyi üç günlüğüne kapattı…

Günde ortalama 200 vaka olmasına rağmen asla kapanalım demiyorum…

Bunun ekonomik olarak ne demek olduğunu da gayet iyi biliyorum…

Ta en başından beri ne diyorum…???

Düğünlere, kalabalık partilere, toplu aktivitelere izin vermeyin diyorum…

“Kapalı” diye açtığınız casino turizmini kontrol edemediğiniz için “Gabak çiçeği” gibi açıldığını söylüyorum…

Esnaf açık kalsın, özel sektör çalışanları perişan olmasın diyorum…

Kime diyorum…???

Kendi çocuklarına on bin davetli ile düğün yapan Bakanlara diyorum…

Konu ile ilgili hassasiyet göstereceğine, kendi çocuğuna da düğün yapan muhalif siyasilere diyorum…

“Düğünümüz var”…

“Ama önce bekarlığa veda partisi var”…

Yetmedi, “Hamamda kına gecemiz de var”…

Evlenmeyin be gardaş, bir sene erteleyin, nedir bu acele…???

Çok gerekli ise aile arasında bir nikah kıyın, seneye duruma göre düğün yaparsınız…

Zaten boşanma oranı %72, yani her evlenen 100 çiftten 72’si boşanıyor…

Ben demiyorum, mahkeme istatistikleri diyor…

Ha eğer ki;

“Çocuklar düğünden önce kavga etti, ayrılacaklar, ama masrafı çıkarmak için düğünü yapalım da sonra boşansınlar” kategorisindeyseniz diyecek sözüm yok…

Diğer taraftan Z kuşağının kanı kaynıyor, otelin bahçesinde üç bin kişilik tekno parti yapılacak…

“Yaz tatilinde çılgınca eğlenmek mecburiyetindeyiz” diyen otel müşterilerine köpük partisi şart…

Barlarda dirsek temas arası kalabalıklar, masaların dip dibe olduğu lokantalar, meyhaneler…

Yok “Üç metre mesafe”, yok “Sekiz masa”, yok “En fazla 30 kişi” diye diye kuralların dibine vurduğunuz ve/fakat hiçbir zaman denetim yapmadığınız mekanlar bunlar…

Evet, esnaf da sorumludur bu keşmekeşten, ama esas sorumlu kontrol etmeyen, denetlemeyen, “Saldım çayıra, mevlam kayıra” zihniyetindeki, yönetemeyen yöneticilerdir…

Biz halk olarak ne yapıyoruz peki…???

Temaslı isek saklıyoruz, kendimize bile yalan söylüyoruz, temaslı olduğumuz halde milyon tane sebep sıralayıp, kendimizi kandırmaya çalışıyoruz…

Bir de toplum olarak kaderci bir savunma mekanizması geliştirdik…

“Vakalar arttı, biraz daha dikkatli olmamız gerekir” dedikçe, karşıdan çok marazi bir yorum alırsınız;

“Napalım yahu, eninde sonunda herkes yakalanacak”…

Vakalarda haftalık 100 binde, Kıbrıs Cumhuriyetinin ve İngiltere’nin önündeyiz, şaka değil bu iş…

Doktorlar, sağlık çalışanları, pozitif olan hasta ve aileleri dışında hiç kimse bu işin ciddiyetinde değil…

Salmayın kendinizi bu kadar, konu sadece sizin değil, çocuğunuzun, kardeşinizin, anne, babanızın ve bütün bir toplumun sağlığıdır…











Başa dön tuşu