KıbrısManşet

Nazlı: 18 yaşından küçük herkes çocuk ve bütün çocuklardan Sosyal Hizmetler sorumlu

Bağımsızlık Yolu Lefkoşa Bölge Sorumlusu Avukat Cansu N. Nazlı, cinayete kurban giden 16 yaşındaki Helin Reessur‘un 18 yaşından küçük yani “çocuk” olduğuna dikkat çekerek, ülkedeki çocuklardan sorumlu Sosyal Hizmetler Dairesi‘nin personel ve alt yapı eksiklikleri dururken, hükümetlerin Vakıflar ve Din İşleri‘ne milyonlarca TL akıttığını vurguladı

Nazlı: 18 yaşından küçük herkes çocuk ve bütün çocuklardan Sosyal Hizmetler sorumlu

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Nazlı, 16 yaşında bir gencin sevgilisi tarafından öldürüldüğünün zannedildiğini, insanın bu olay karşısında kanının donduğunu, midesinin bulandığını söyledi.

Nazlı, “18 yaşından küçük herkes çocuk ve ülkedeki bütün çocuklardan Sosyal Hizmetler sorumlu. İhmal, istismar olan birçok meselede bilgisi olsa dahi çocukları alıkoyup etkin şekilde koruyamayan devlet, çocukları ihmalden, istismardan, şiddetten koruyan önleyici tek bir tedbir dahi almıyor” dedi.

“Sosyal Hizmetler’in personel ve alt yapı eksikliğinin devam ederken Din İşleri ve Evkaf’a milyonlar akıtıldı”

On yıllardır Sosyal Hizmetler’in personel ve alt yapı eksikliğinin devam ettiğini, hükümet edenlerin ise Din İşleri Dairesi’ne, Evkaf İdaresi’ne milyonlar akıttığını vurgulayan Nazlı, çocukların beden bütünlüğünün, cinsel dokunulmazlığının, yaşam hakkının korunmadığı koşullarda gericiliğin tırmandırılmasının en başta çocukları, kadınları, LGBTİ bireyleri şiddete açık hale getirdiğini kaydetti.

Nazlı, “Çocukluktan beri toplum tarafından cinsiyetlere göre atfedilen eşitsiz ve ayrımcı rolleri, davranış kalıplarını gericileştirme ve muhafazakarlaştırma politikaları daha da pekiştirip yerleşik hale getiriyor. Çocuk izlem merkezlerinin hayata geçmesi, her bölgede şiddet Önleme merkezi ve sığınma evlerinin kurulması, Alo 183 ihbar hattına altyapı kazandırılması, sosyal hizmetlere daha fazla bütçe ve istihdam yapılması, dini kurumlara devlet tarafından daha fazla finansman sağlanmaması, okullarda din derslerinin değil, insan hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin zorunlu hale gelmesi için safları sıklaştırmalıyız. Bugün bir kez daha iliklerimize kadar hissettiğimiz gibi, bunlar için mücadele etmemiz artık bir hayat memat meselesidir” dedi.











Başa dön tuşu