InstagramKıbrısManşetSiyaset

“Artık yeter! Şehircilik, kent ve ülke planlaması alanında yaşanan sorunlara çare üretin”

Şehir Plancıları Odası, “Artık yeter! Şehircilik, kent ve ülke planlaması alanında yaşanan sorunlara çare üretin” diyerek, Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’na, Başbakana, Cumhurbaşkanlığı’na ve Başsavcılığa, durumun vahametini hatırlatan ve gerekenin acilen yapılmasını talep eden bir mektup gönderdi

“GİYİP hala yürürlüğe koyulmadı, bölgedeki sorunlar kronikleşti”

Odadan yapılan açıklamada “Bilindiği üzere uzunca bir süredir ülkemizde, şehircilik, kent ve ülke planlamasını kapsayan mekânsal planlama alanında ciddi sorunlar yaşanmaktadır” denildi ve mektubun içeriği şöyle aktarıldı;

-Gazimağusa-İskele-Yeni Boğaziçi İmar Planı’nın (GİYİP) yasal onay süreci Aralık 2019‘da tamamlanmış olmasına karşın, 2019 yılından bu yana hala yürürlüğe konulmamıştır. Bölgedeki sorunlar kangrenleşmiş, kaotik bir durumdadır;

-Şehir Plancıları Odası bunun arkasındaki temel nedenin, inşaat sektöründeki etkili aktör durumundaki kuruluşların çıkarları ile ilgili beklenti ve taleplerine cevap verebilme gayreti olduğunun farkındadır.

Aradan geçen 4 yıllık sürede planın yürürlüğe konması yerine, plan yürürlüğe girinceye kadar yürürlükte olan Emirnamenin değiştirilmesi, hatta yürürlükten kaldırılması dâhil, akla, bilime ve hukuka uygun olmayan idari adımlar atılmıştır. Neyse ki, bu adımların tümü de odamız tarafından açılan davalara bağlı olarak mahkeme tarafından durdurulmuştur.

“Bilimsellikten uzak, hukuksal yönden kusurlu prematüre bir tasarı…”

-Bu adımların sonuç vermemesi üzerine, hukuka ve yasalara uymak yerine, hukuku ve yasaları bu çıkarlara ve beklentilere cevap verebilecek duruma getirebilmek için, 55/89 İmar Yasası’nda değişiklik yapmaya girişilmiştir.

-İmar Yasası değişiklikleri, Daire’nin ilgili personeli tamamen dışlanarak, bu konuda uzman ve taraf olan, başta Şehir Plancıları Odası, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, bağlı odalar, birçok sivil toplum örgütü ve toplum kesimi ile istişare edilmeden, sadece inşaat sektörü temsilcileri ile iş birliği yapılarak hazırlanmıştır.

Ortak akıldan ve bilimsellikten uzak, hukuksal yönden birçok kusuru içeren prematüre bir tasarı Cumhuriyet Meclisi gündemine getirilmiştir. Ancak bu girişim de Odamızın uyarıları dikkate alınarak ve Başsavcılık görüşüne dayanılarak, çalışmanın hukuksal yönden yeterli olgunlukta olmadığı gerekçesiyle, bu kez Cumhuriyet Meclisi tarafından, askıya alınmıştır.

Dikmen ve Lefkoşa İmar Planları…

-Bunların yanı sıra, çalışmaları tamamlanmış olan Dikmen İmar Planı süreçleri durmuş durumdadır. Öte yandan, yasal onay süreçleri sonunda onaylanmış olan Lefke İmar Planı, İmar Yasası usüllerine uygun olarak hala yürürlüğe konulmamıştır. Lefkoşa İmar Planı revizyonu, yasal süre çoktan geçmiş olmasına karşın hala sürüncemededir.

-Bir diğer önemli sorun ise, ilgili Şehir Planlama Dairesi’nin işleyişindeki sıkıntılar, son yıllarda daha da sıklıkla karşılaşılan usulsüz, iyi idare ile planlama gereklerine uygun olmayan uygulamalardır.

“Davalar açtık, hukuksuzluğu durdurmaya çalıştık”

Taşkın riski olan bölgelerde, dağlarda, orman alanlarında, kıyılarda, sit alanlarında ve özel çevre koruma bölgelerinde, kamu vicdanını rahatsız eden, yasal gereklere uygun olmayan gelişmelere onay ve ruhsat verilmesi veya onaysız veya ruhsatsız olmalarına karşın gerekli yasal yollara başvurulmaması ya da göz yumulması ve hatta ara emri ile durdurulması emredilen idari işlemler hakkındaki mahkeme kararlarına uyulmayarak planlama onay ve ruhsat verilmesi, gibi ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Bunlara karşı Odamız, ilgili diğer meslek odaları, sivil toplum örgütleri, birbiri ardına davalar açarak, hukuksuzlukları durdurmayı sağlamakla uğraşmaktadır.

Gelinen aşamada, ülkemizde mekânsal planlama ile ilgili tüm süreçler tıkanmış durumdadır. Sistemin işleyişinin çağdaş gereklere uygun olarak geliştirilmesi hedefinden gittikçe uzaklaşılmış, sistem tamamen işlemez duruma gelmiştir.

“Ataoğlu’na, Üstel’e, Tatar’a ve Başsavcılığa mektup gönderdik, her şeyi ayrıntılı olarak açıkladık”

Bu sorunlar, ekonomik açıdan belirsizliklere; planlama faaliyetlerinin bilimsellikten uzaklaşarak yürütülmesine; çevrenin geri dönülemez zararlar görmesine neden olmakta ve tüm bunların aşılması için gerekli olan uzlaşı ve problem çözme zemininden uzaklaşılmaktadır. Sonuç olarak kamu yararı zarar görmektedir.

Şehir Plancıları Odası ilgili Bakan sayın Fikri Ataoğlu’na gönderdiği, dağıtımını da Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Başsavcılığa yaptığı bir mektupla bu sorunları ve nedenlerini ayrıntılı olarak açıklamıştır.

“Çağrı yaptık; ‘Hukuksuzlukların üzerine gidin!’ dedik…”

Siyasi iradeye çağrımızdır; tıkanan süreçler ve hukuksuzlukların çözümü için sorunu yaratan koşulları acilen değiştirin! Hukuk Dairesi’ne çağrımızdır; Hukuksuzlukların üzerine gidin!

Tüm bu sorunlar, iyi idare gereklerine uygun olmayan yönetim anlayışı ve yaklaşımının sonucudur. Temelinde de, şehircilik ve mekânsal planlamada ana yetki, görev ve sorumluluğu olan Şehir Planlama Dairesi’nin, kurumsal yapısal sorunları, yetkilerini kullanmada, görev ve sorumluluklarını gerektiği gibi yerine getirmedeki yetersizliği, etkisizliği ve kusurları yatmaktadır.

“Şehir Planlama Dairesi’nin yönetimi değişmelidir”

-Şehir Planlama Dairesi, şehircilik, kent ve ülke planlamasını kapsayan mekânsal planlama ile ilgili yetki ve sorumluluklar ne şekilde düzenlenirse düzenlensin, yetki paylaşımı ne şekilde olursa olsun, bu konuda ana yönlendirici, koordine edici, makro düzeydeki mekânsal politikalara yön veren, koordine eden ve izleyen, ana aktör rolündeki kurum olmaya devam edecektir.

İşte tam da bu nedenle Şehir Planlama Dairesi’nin mevcut yönetiminin değişmesi, dairenin kurumsal yapısının güçlendirilmesi, insan kaynağının, örgütlenme şeklinin, bütçesinin, teknik altyapı ile donanımının ve işleyişinin iyileştirilmesi kaçınılmazdır. Şehir Plancıları Odası siyasi iradeden bunu beklemektedir.

“Her seferinde İmar Yasası değişikliği bir tehdit unsuru olarak öne sürülüyor”

-Şehir Plancıları Odası bu çalışmalarını, çözüm odaklı, yapıcı iş birliğine dayalı bir tutumla, bilimsel esaslara ve hukuka uygun olarak yürütmeye devam edecektir. Bu nedenle aynı tutum ve anlayışı siyasi iradeden ve İdareden beklemektedir.

Odamız, planlama ve imar konularında her çıkmaza girildiğinde İmar Yasası değişikliğinin bir tehdit unsuru olarak öne sürülmesini, sadece güvensizliği derinleştirici ve iş birliğini yıkıcı, çatışmaya yol açıcı bulmakta, bu tutumdan uzaklaşılmasını talep etmektedir.

-Şehir Plancıları Odası, Gazimağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planını, bölgede yaşanmakta olan bölgenin çevre ve sosyal taşınma kapasitesini aşan ve artık kangren hale gelen sorunlarının giderilebilmesi için en öncelikli ve etkili araç olarak görmektedir.

-Odamız, bilimsel esaslara uygun, çağdaş, katılımcı ve günün ihtiyaçlarına cevap verecek düzenlemeleri kapsayacak bir İmar Yasa değişikliğinin hazırlanabilmesi için her türlü çalışmaya katkı koyamaya devam edecek, İmar Yasası üzerinde kararlılıkla çalışmalarını sürdürecektir.











Başa dön tuşu