Yaşam

Covid-19 tahmin edilenden daha fazla kediye bulaşmış

Çin’de yürütülen bir araştırma yeni tip corona virüsün (Covid-19) sanılandan daha fazla kediye bulaşmış olabileceğini ortaya koydu.

kcsxoFo9VU-G5R2zXEvK5A.jpg

SciTech Daily internet sitesinde yer alan habere göre, Çin’in Covid-19 salgınının ortaya çıktığı Vuhan kentindeki Huazhong Tarım Üniversitesinden araştırmacılar, Ocak-Mart 2020 döneminde 102 kediden kan ve sürüntü örneği alarak inceledi. Bunların hayvan barınağı, evcil hayvan hastanesi ve Covid-19 hastalarının bulunduğu evlerde yaşayan kediler olduğu belirtildi.

j97eXVTfM0SzXjAbM5IsUQ.jpg

Bu kedilerin 15’inde koronavirüse karşı antikor bulunduğu, bunların 11’indeki antikorların enfeksiyonu engelleyecek kadar güçlü olduğu görüldü.

Antikor bulunan kedilerin Covid-19 testinin negatif çıktığı, semptom göstermediği ya da virüs nedeniyle ölmediği kaydedilen çalışmada, buna göre sanılandan daha fazla virüs bulaşmış kedi olabileceği belirtildi.

VoCrWuWdwEuPT658vq4rWQ.jpg

Kedilerin, doğal olarak geliştirdiği antikorlar sayesinde Covid-19’la savaştığı kaydedilen çalışmada, bununla birlikte virüsün kedilere tekrar bulaşma riski bulunduğu uyarısı yapıldı.

Çalışmanın sonuçları “Emerging Microbes & Infections” dergisinde yayımlandı.

qSzLj7KikEK0lF2UMzy4mg.jpg

CORONA VİRÜS İNSANLARDAN EVCİL HAYVANLARA BULAŞIR MI? İŞTE BİLİMİN YANITI

İtalyan bilim insanlarının yürüttüğü bir araştırmaya göre, insanlar SARS-CoV-2 virüsünü kedi ve köpeklere bulaştırabiliyor. Çalışmada corona virüs vakalarının çok fazla görüldüğü Lombardiya bölgesinde evlerde yaşayan 540 köpek ve 277 kediye test yapıldı. Köpeklerin ortalama yüzde 3.4’ünde kedilerin ise yüzde 3.9’unda virüsün vücuda girmiş olduğunu kanıtlayan antikorlara rastlandı. 

ABvggBguY0eYzVwT1CYvOQ.jpg

JAPONYA’DA EVCİL HAYVANLARDA İLK KEZ COVİD-19 GÖRÜLDÜ

Testler bu yıl Mart ile Mayıs ayları arasında uygulandı. Almanya Hayvan Sağlığı Enstitüsü başkanı Thomas Mettenleiter, ulaşılan bu sonucun daha önce bilineni bir kez daha doğruladığını ve SARS-CoV-2 virüsünün hayvanlarla insanlar arasında bulaşıclığının olduğunun kanıtlandığını belirtti.

Mettenleiter, bu çalışmanın Hayvan Sağlığı Araştırma Merkezi olan Friedrich Loeffler Enstitüsü (FLI)’nün Covid-19’un yayılmasında kedi ve köpeklerin büyük rolü olduğu varsayımını haklı çıkardığını ifade etti. FLI’ye göre domuz, tavuk ve diğer çifttlik hayvanlarının SARS-CoV-2 virüsünü bulaştırabileceğine dair bir kanıt yok. Enstitü, bu konuda daha fazla bilgi sahibi olabilmek için farklı hayvan türleri üzerinde deney yapmaya devam ediyor.

Sağlıklı insanların evil hayvanlarıyla aralarına mesafe koymalarına gerek olmadığını ancak Covid-19 hastalığını geçiren kişilerin evcil hayvanlarıyla etkileşimlerini kısıtlamaları gerektiğini söyleyen Mettenleiter, henüz bir ölüm vakasına rastlanmamasına rağmen hayvanların da corona virüsten ölebileceğine dikkat çekti.

goHqz6NgykGI0-Bor-rDVg.jpg

CORONA VİRÜS HAKKINDAKİ SORULARA BİLİMSEL YANITLAR

Dünyanın bir numaralı gündem maddesi corona virüs hakkında hâlen yanıtı merak edilen birçok soru var. Bilim insanları bir an önce bu sorulara yanıt bulmaya çalışıyor. İşte şu ana kadar bulunan bilimsel yanıtlar…

r3I0738VN0CGZunS8EOD3A.jpg

CORONA VİRÜS YARASALARI NEDEN ÖLDÜR MÜYOR?

Bilim insanları, 6 yarasa türünün genetik kodlarını çözdü. İngiliz yayın kuruluşu BBC’de yer alan habere göre, söz konusu kodlar, yarasaları ölümcül virüslere karşı koruyan “istisnai bağışıklık sistemlerine” yönelik genetik ipuçlarını içeriyor.

Yaşayan 1421 yarasa türünün genetik şifrelerini çözmeyi amaçlayan Bat1K Projesi’nin kurucularından Prof. Emma Teeling, keşif ile ilgili BBC’ye yaptığı açıklamada “Bu genler, sonunda insanlarda yaşlanmayı ve hastalıkları azaltmak için kullanılabilecek genetik çözümleri tespit etmek için gereken araçlar” dedi.

Yarasaları virüslerden koruyan çok sayıdaki genetik değişikliği ortaya çıkartan çalışmanın ilerleyen dönemde corona virüs gibi salgınlara karşı daha efektif bir mücadele yönteminin geliştirilmesine yardımcı olabileceği belirtiliyor.

Teeling söz konusu keşiften yola çıkarak Covid-19 ve benzer salgınlara karşı daha etkili ilaçlar geliştirmenin mümkün olduğu görüşünde. 

İlk olarak 2019’un son günlerinde Çin’in  Wuhan kentinde görülen Covid-19’un yarasalardan çıktığı ve henüz tespit edilemeyen başka bir hayvan aracılığıyla, insanlara bulaştığı düşünülüyor. 

1Uu70XJ0j02_v3g7d_7_kQ.jpg

CORONA VİRÜS SİVRİSİNEKLER YOLUYLA BULAŞIR MI?

Kansas Üniversitesi Biyogüvenlik Araştırma Enstitüsü Yöneticisi Stephen Higgs ve meslektaşlarının, Veterinerlik Fakültesi çalışanlarıyla yürüttüğü araştırmanın ayrıntıları, “Scientific Reports” Dergisinde yayımlandı. 

Sivrisineklerin, Covid-19’u bulaştırma kapasitesi üzerine yapılan ilk deneysel çalışma olan araştırmada, yeni tip corona virüsün “Aedes aegypti, Aedes albopictus ve Culex quinquefasciatus” diye anılan 3 yaygın sivrisinek türünde yeniden üreyemediği, dolayısıyla virüsün sivrisineklerden insanlara bulaşamayacağı sonucu elde edildi.

Higgs, “Dünya Sağlık Örgütü, kati biçimde sivrisineklerin virüsü bulaştıramayacağını dile getirmiş olsa da çalışmamız, bu teoriyi destekleyen kapsamlı veri ortaya koyan bir ilk.” değerlendirmesini yaptı.

Biyogüvenlik Araştırma Enstitüsünde, Rift Vadisi ateşi ve Japon ensefaliti dahil hayvanlardan insanlara bulaşan diğer hayvan patojenleri üzerinde de araştırmaların yürütüldüğü belirtiliyor.

KF_JXy9k30mrb-LiDA1w8g.jpg

CORONA VİRÜS HASTALARI NEDEN KOKU KAYBI YAŞIYOR?

Corona virüsün pek çok viral enfeksiyonlarda olduğu gibi koku kaybına yol açtığı uzun bir süredir biliniyordu. Bu duruma neyin neden olduğu ise bir süredir bilim dünyasının merceğindeydi. 

Science Alert’ın Sage Journal’da yayınlanan bilimsel araştırmaya dayandırdığı haberine göre, corona virüsün neden olduğu koku kaybı, diğer hastalıklardan farklı şekilde meydana geliyor. 

Corona virüsün üst solunum yolunu kaplayan hücrelerin yüzeylerinde bulunan ACE2 isimli proteinlere bağlandığını biliyoruz. Yapılan son araştırmaya göre, ACE2 koku alma nöronlarını destekleyen hücrelerde tespit edildi. 

Araştırmaya göre bu durum bu hücrelerin bulunduğu bölgenin şişmesine neden olduğundan koku alma duyusu kayboluyor. Şişlik geçtikten yani ACE2 etkisini kaybettikten sonra ise koku alma duyusu geri geliyor.

W6oHjQoUzUOjxlBhXmhXeQ.jpg

İŞTE CORONA VİRÜS RİSKİ EN YÜKSEK VE EN DÜŞÜK KAN GRUBU

Corona virüse yakalanmak ile kan grubu arasında bir bağ olup olmadığını belirlemek için başlatılan bilimsel araştırmanın sonuçları açıklandı.

Kaliforniya merkezli biyoteknoloji şirketi 23andMe’nin 750 bin kişiden alınan veriler ışında hazırladığı rapora göre, A en riskli kan grubu olarak belirlendi.

Financial Times’ta yer alan habere göre, virüse yakalanma oranı en düşük kan grubunun ise 0 olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları son veriler ışığında kan grubunun Corona virüsün etkisinin dikkate alınması gerekeceği görüşünde.

Sürü bağışıklığı corona virüse karşı neden etkisiz? 

Epidemiyolog Gideon Meyerowitz-Katz, Science Alert için kaleme aldığı yazıda sürü bağışıklığının corona virüse karşı neden etkisiz kaldığını açıkladı.

Geçtiğimiz haftalarda İngiltere’de ortaya atılan sürü bağışıklığı modeli ise İngiliz makamları tarafından dahi terk edilmişe benziyor. Zira uzmanlar sürü bağışıklığının iddia edildiği gibi salgına karşı bir koruyucu yöntem olmadığı görüşünde. Gideon Meyerowitz-Katz, Science Alert için kaleme aldığı yazıda salgının günlük olarak takip edilmesi gereken, pek çok değişkene bağlı ve öngörülemez yapısının olduğunun altını çiziyor.

Epidemiyolog Gideon Meyerowitz-Katz’a göre sürü bağışıklığı günümüz koşullarında korona virüs ile mücadelede bir opsiyon değil. Zira Katz’a göre aşı olmadan toplum bağışıklığından bahsetmek bilimsel olarak mümkün değil.

Bilindiği üzere henüz corona virüs için çalışmalar sürse de bir aşı geliştirişmiş değil. Geçtiğimiz haftalarda ABD’nin Washington eyaletinde klinik ortamda ilk aşı denemeleri başlamıştı.

Devam eden olan aşı testlerinin başarıyla sonuçlanması durumunda ilgili federal kurumlardan onay alabilmesi ve halkın kullanımına sunulabilmesi için yetkililer 12 ila 18 ay arasında bir süre öngörüyor.

Corona virüs nereden çıktı?

Yaygın görüş, virüsün yarasalardan yayıldığı yönünde. Ancak ne bu teori ne de insana bulaşmadan önce yarasadan pangolin gibi bir başka hayvana geçtiğine dair teoriler şu ana kadar teyit edilebildi.

Kesin olan şu ki bu hastalığa, hayvanlardan insanlara geçen bir virüs neden oluyor. Virüs, hayvanlarda bir dizi genetik mutasyondan geçiyor ve böylece insanlara bulaşabiliyor.

Nature dergisinde geçen ay yayımlana bir çalışma, yeni corona virüsün gen haritasının, yarasadaki corona virüsünkiyle yüzde 96 oranında aynı olduğunu ortaya koydu.

Araştırmacılar, virüsün laboratuvarda üretildiğini öne süren bazı komplo teorisyenlerinin iddialarının gerçek dışı olduğunu belirtiyor.

Corona virüsün ilk olarak Çin’in Hubey eyaletinin başkenti olan Vuhan’da hayvandan insana geçtiğine dair sağlam bulgular var.

Virüs havada ya da yüzeylerde ne kadar süre kalabiliyor?

Corona virüsler, solunum hastalıklarına neden oluyor. Virüs daha çok öksürük ya da hapşırıkla havaya yayılan damlacıklardan geçiyor.

Almanya’daki Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü’ne (BfR) göre, yapılan laboratuvar testleri, “ciddi oranda yayıldığı” takdirde havada üç saat bulaşıcı şekilde kalabildiğini ortaya koyuyor. Bu süre; bakır yüzeylerde dört saate, karton yüzeyde 24 saate, plastik ya da paslanmaz çelik yüzeylerde ise üç güne kadar çıkabiliyor. 

ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), yeni tip Corona virüsün (Covid-19) yüzeylerde, daha önce açıklanandan çok daha uzun süre yaşayabildiğine dikkati çekerek Japonya ve California’daki yolcu gemilerinde, tahliyeden 17 gün sonra bile kabinlerde virüsün izine rastlandığını bildirdi.

Virüs bazı yüzeylerde saatlerce hatta günlerce tutunabilse de zaman geçtikçe daha az bulaşıcı oluyor.

Neden henüz bir aşı yok?

Normal şartlarda, etkili ve güvenli bir aşı geliştirmek yıllar alır. Alman Araştırmacı İlaç Üreticileri Birliği’ne (vfA) göre, dünyada şu an corona virüs aşısı geliştirmek için yürütülen en az 47 proje var. Bilim insanları büyük bir baskı altında ve zamana karşı yarış hâlinde çalışıyor. Ancak buna rağmen piyasaya 2020 yılı içinde bir aşının çıkması mümkün görünmüyor. Zira resmi makamlarca onay alınması için elzem olan klinik çalışmalar zaman gerektiriyor.

Aşı bulunması için yürütülen çalışmalara ek olarak bazı araştırmacılar da kan serumundan elde edilen antikorlardan faydalanılan ve “pasif bağışıklık” adı verilen yöntem üzerinde çalışıyor.

Bu antikorlar, COVID-19’dan iyileşmiş kişilerden geliyor. Bu kişilerin kanında, virüsle savaşıp yenebilen antikorlar bulunuyor.

Söz konusu yöntem, “pasif bağışıklılık” olarak adlandırılıyor. Çünkü alıcı, bizzat antikor üretmiyor. Ödünç aldığı antikorlar ise yalnızca kısa süreli bir koruma sağlıyor. Sadece geleneksel bir aşı, corona virüse karşı uzun süreli koruma sağlar.

Evcil hayvanım da corona virüs kapabilir mi?

Evet. Bu yüzden İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Dairesi (BLV) karantinadaki evcil hayvan sahiplerine, birlikte yaşadıkları bu hayvanlarla fazla temas kurmamaları için tavsiyede bulundu.

Ancak şu ana kadar bilindiği kadarıyla, kedi ve köpekler enfeksiyon belirtilerinin hiçbirini göstermiyor. Yani hastalanmıyorlar. Bu durum ise risk değerlendirmesini daha da zor kılıyor.

Alman Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü’ne (BfR) göre, virüs kapan bir hayvanın teorik olarak bu virüsü soluma ve dışkı yoluyla havaya bulaştırıp yayabilir.

Corona virüsün çıkış noktasının da hayvanlar olduğunu unutmamak gerek.

Hamileyim. Bebeğim ya da ben tehdit altında mıyız?

Bilim insanlarının şu ana kadarki çalışmalarına göre, çocuklar corona virüs konusunda yüksek risk grubunda değil.

Bu, çocukların COVID-19 hastalığını genellikle hafif atlattığı anlamına geliyor. Yeni doğan bebeklerde corona virüs tespit edilen bazı vakalar yaşandı. Ancak virüsün gebelik döneminde mi, doğumda mı yoksa doğumdan sonra mı geçtiği bilinmiyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Almanya’daki Federal Sağlık Eğitimi Merkezi, hamilelerin daha büyük bir risk altında olduğuna dair bulgu olmadığını belirtti. Fakat yine de bu konuda bir güvence bulunmaması nedeniyle anne adaylarının virüse karşı her hâlükârda özel dikkat göstermesinde fayda var.

W44Of5de8kmWyET9AhGD3g.jpg

RAKAMLAR İLE CORONA VİRÜS (EN ÇOK HANGİ YAŞ GRUBUNU TEHDİT EDİYOR?)

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Direktörü Tedros  Adhanom Ghebreyesus, corona virüs nedeniyle meydana gelen ölüm oranının yüzde 3.4  olduğunu duyurdu.

Ancak bu oran, yaş, cinsiyet, sağlık geçmişi gibi nedenlerle değişiklik gösterebiliyor. 

İstatistiklere bakıldığında corona virüse karşı en yüksek ölüm oranı 80 yaş ve üzerindeki kişileri gösteriyor. 

Bu yaş grubunda corona virüs kapanlardaki ölüm oranı yüzde 14.8. 70 – 79 yaşları arasındaki kişiler için bu oran yüzde 8 olarak açıklandı. 

Dünya Sağlık Örgütü’nden alınan veriler üzerine oluşturulan rapora göre, bu oran 60 – 69 yaş grubu için yüzde 3.6,  50 – 59 yaş grubu için 1.3, 20 *29 yaş grubu için yüzde 04. 

İstatistiklere bakıldığı zaman corona virüs nedeniyle ölüm oranın en az görüldüğü yaş grunu ise 10 -19 , 20 -29 ve 20- 39 yaş grupları. 

Söz konusu rapora göre, bu yaş gruplarında  corona virüs kapan ve bu nedenle hayatını kaybedenlerin oranı yüzde 0.2. Başka bir deyişle bu yaş gruplarında corona virüs kapan her 1000 kişiden 2’si hayatını kaybetti. 

C_uaVCw-8UaWx3rqSmf1bg.jpg

CORONA VİRÜS BELLİ IRKLARI MI HEDEF ALIYOR? 

İstatistiksel bulgulara göre tüm ırklardaki bireylerin SARS-CoV-2’ye karşı eşit düzeyde kişisel korunması gerekiyor. 

Dünya Sağlık Örgütü 27 Şubat 2020’de yaptığı açıklamada corona virüsün sınır tanımadığını, ırk ya da etnik köken ayırt etmediğini ve ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile bir ilişkisi olmadığını belirtmişti.

3XtGmaySk0u8ytRVxG74qQ.jpg

CORONA VİRÜSÜN ERKEKLERE BULAŞMA RİSKİ DAHA MI FAZLA? 

MERS ve SARS da olduğu gibi yeni tip corona  virüsünün erkeklere bulaşma riski kadınlardan daha fazla.

Kadınların daha az etkilenmesinin nedeni yani viral enfeksiyonlara karşı duyarlılıklarının daha az olmasının; bağışıklıkta önemli bir rol oynayan X kromozomundan ve seks hormonlarından kaynaklandığı düşünülüyor.

Ancak geçtiğimiz günlerde Çin’de yapılan bu araştırma henüz dünyanın diğer bölgelerindeki bilim çevreleri tarafından test edilmedi.  

Bazı uzmanlar Çin’de görülen kadın erkek arasındaki ölüm oranı farkının sigara kullanımına bağlı olabildiği iddiasında. 

gcUgrYuNVkS449Kjbi_o1g.jpg

SİGARA İÇENLER İÇİN RİSK DAHA MI FAZLA?

Zira ülkede sigara kullanımı erkeklerde kadınlara oranla hayli yüksek. Uzmanlar sigara içenler için riskin yüksek olduğunu belirtiyor.

Uzmanlar ayrıca kronik böbrek, karaciğer hastalıkları olanlar, kanser tedavisi görenler için riskin daha yüksek olduğu uyarısında bulunuyor.

CORONA VİRÜSÜN BULAŞMA ORANI NE?

Corona virüs MERS ve SARS’tan daha hızlı bir yayılım gösteriyor. Corona virüsün yayılım katsayısının 2.2 ila 3.8 arasında değiştiği belirtiliyor.

HANGİ HASTALIKLAR CORONA VİRÜS ENFEKSİYONUNDA RİSKİ ARTIRIYOR?

Corona virüsten ölen kişilerin neredeyse tamamı, virüs bulaştığı sırada başka hastalıklara sahip insanlardan oluşuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), Çin’de bu hastalığa yakalananlar üzerinde yaptığı bir analize göre, özellikle kalp damar hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, kronik solunum yolu hastalıkları ve kanserden muzdarip  olanlar yüksek risk altında.

ÇOCUKLAR NEDEN DAHA AZ TEHLİKE ALTINDA?

Yeni tip koronavirüste çocuklar sürpriz bir biçimde toplumun en zayıf gruplarından birini oluşturmuyor. Şu ana dek yaşanan ölüm vakalarında da hiç çocuk yok. Tabii ki virüs çocuklara da bulaşıyor ama onlarda ya bir hastalığa yol açmıyor ya da hastalığı çok hafif atlatıyorlar. Bunun sebebi henüz net bir biçimde anlaşılabilmiş değil. Bazı tıp uzmanlarına göre, bu durumun kökeninde küçük çocukların doğumla birlikte sahip olduğu “spesifik olmayan sistem” var.

Çocuğa, henüz anne karnında bir cenin iken, vücuduna girebilecek ilk mikroplara karşı kendi spesifik bağışıklık sistemi koruyucusu aktarılıyor. Bu aktarım doğumun ardından anne sütü üzerinden devam ediyor. 

Doğuştan var olan bu koruma, akyuvarları oluşturan makrofajlardan ve doğal öldürücü hücrelerden meydana geliyor. Söz konusu akyuvarlar da mukoza ya da deri üzerinden vücuda giren mikroplara karşı saldırıya geçiyor. Bu pasif bağışıklık genelde çocuğu, kendi savunma sistemı oluşana dek koruyor.

Çocukların genelde 10 yaşına kadar kendi spesifik bağışıklık sistemi gelişmeye devam ediyor. Ardından da bu savunma sistemi, yeni mikroplara karşı hayat boyunca, öğrenmeye açık bir şekilde varlığını sürdürüyor.

‘SÜPER BULAŞTIRICI’ NE DEMEK?

Süper bulaştırıcı da son dönemde sıkça duymaya başladığımız bir tabir. Corona virüs’ün farkında olmadan İngiltere, Fransa ve İspanya’ya yayılmasına neden olan ‘süper bulaştırıcı’ olarak adlandırılan kişinin kimliği geçtiğimiz günlerde 53 yaşındaki Steve Walsh olarak açıklanmıştı.

Singapur’da 20-23 Ocak tarihlerinde bir konferansa katılan Steve Walsh daha sonra tatil yapmak için Fransız Alpleri’ne gitti. Kaldığı evde bulunan 11 kişiye de corona virüs bulaştıran Walsh, daha sonra Londra’ya geldi.

Yetkililer, uçakta 183 yolcu ve 6 uçuş görevlisi ile temas eden Steve Walsh’ın Londra’ya indiğinde hiçbir hastalık belirtisi göstermediğini açıkladı. corona virüs bulaşan hasta sayısının ve ölümlerin tüm dünyada artmaya başlamasıyla yerel halk sağlığı yetkilileriyle temasa geçen Steve Walsh’ın c orona virüs kaptığı tespit edildi.

İngiliz medyası, 2 hafta karantinada kalan Steve Walsh’ın tamamen tedavi edildiğini duyurdu. Fransız Alpleri’nde Walsh’un birlikte kaldığı 4 kişi ve bir çocuğun da testlerde corona virüs kaptığı tespit edildi.

Bu kişilerden birisinin İspanya’nın Majorca  kentinde yaşadığı ve ailesine corona virüs bulaşmadığı ortaya çıktı. Böylece corona virüs Singapur’dan İngiltere, Fransa ve İspanya’ya bulaşmış oldu.

Son 20 yılda yapılan çalışmalar sonucunda her 5 kişiden bir kişi corona virüs tipi rahatsızlıkları daha hızlı bulaştırıyor. Steve Walsh örneğinde olduğu gibi ‘süper bulaştırıcılar’, temasa geçtiği kişilere corona virüs tipi rahatsızlıkları çoğunluktan daha hızlı bulaştırıyorlar.

Bu kişilerin nasıl daha hızlı hastalık bulaştırdıkları ve tespit edilebilecekleri henüz bilinmiyor.

Corona virüs hamilelikte anneden bebeğe bulaşır mı?

“Corona virüs hamilelikte anneden bebeğe bulaşır mı?” sorusu yanıt buldu. İngiltere’nin önde gelen bilim kuruluşlarından Royal College of  Obstetricians and Gynaecologists COVID-19 ile ilgili bir rapor yayınladı. 

  

Daily Mail gazetesi tarafından derlenen rapora göre, anne karnındaki bebeğin corona virüs kapabileceğine dair bir kanıtın bulunmadığı bilgisinin altı çizildi. 

Aynı raporda corona virüs kapan annelerin bebeklerini emzirebileceği, virüsün bu yolla bebeğe geçtiğiniz gösteren bir bulgunun bulunmadığı belirtildi.

Dünya yüzeyinin titreşim miktarı azaldı

Corona virüs (COVID-19) salgını nedeniyle gezegenimizin dört bir yanında on milyonlarca kişi evlerine kapanmış durumda.

İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre  bu da dünyayı daha sessiz bir yer haline getirdi.

British Geological Durvey’den elde edilen verileri inceleyen bilim insanları corona virüs salgını sonrası Dünya yüzeyinin titreşim miktarında ciddi bir azalma gözlemlendi.

Bilim insanları bu durumun araç kullanımının azalması fabrikaların kapanması gibi durumlardan dolayı meydana geldiğinin altını çizdi.

Corona virüs ile ilgili yeni iddia: Salgını yarasa yiyen sokak köpekleri başlattı

Bilim insanları, Covid-19’a neden olan corona virüsünün, yarasalardan kaynaklandığını ve başka bir hayvan aracılığıyla insanlara bulaştığına inanıyor.

Yılanlar ve pangolinlerin aracılık yaptığı iddia edilen virüsün, insanlara Çin’in Wuhan kentindeki canlı hayvan pazarında bulaştığı sıkça dile getirilen iddialar arasında.

Konu ile ilgili yeni bir iddia geldi. İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, yarasa yiyen sokak köpekleri corona virüs salgınını başlattı.

Kanada’nın Ottova Üniversitesi’nin biyoloji bölümünde öğretim üyeliği yapan Xuhua Xia’nın araştırmasına göre yılanlarda ve pangolinlerde tecrit edilen virüs tuşlarıyla SARS-CoV-2 arasındaki ayrışmanın çok fazla olması, bu hayvanların hastalığın yarasalardan insanlara geçişindeki kayıp halka olamayacağı anlamına geliyor.

ÖLÜMCÜL VİRÜSLER NEDEN YARASALARDA ORTAYA ÇIKIYOR?

Daha önce pek çok can kaybına neden olan Ebola, SARS, Marburg, Nipah gibi virüslerin yanı sıra şimdi de Covid-19’un da yarasalardan kaynaklanmış olabileceği düşünülüyor. 

İngiliz Independent gazetesinin bilim dergisi eLife’da yayımlanan yeni makaleye dayandırdığı habere göre, bunun nedeni memeli sınıfı içinde yaklaşık bin türü bulunan ve uçabilen tek canlı takımı olan yarasaların uçma yeteneği kazanma sürecinde virüsler için gelişme alanına dönüşmesi. 

Xuhua Xia’ya göre bugün on binlerce insanın hayatına mal olan corona virüsün yarasaları yiyen sokak köpeklerinin bağırsaklarında hızla evrilmiş olabileceğini ileri sürdü.

“Köpek sahiplerinin endişelenmesine gerek yok”

Kanada’da yapılan bu araştırmanın bulgularını reddeden pek çok araştırmacı ise köpek sahiplerinin endişelenmesine gerek olmadığını belirtiyor.

İddia bilim dünyasından tepki çekti

Xia’nın iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten Cambridge Üniversitesi Profesörü James Wood “Bu araştırmayı yapan kişi eldeki veriler ile nasıl böyle bir sonuca ulaşabilmiş gerçekten şaşkınlık verici” dedi.

Wood corona virüsün sokak köpekleri üzerinden evrim geçirdiğini destekleyen herhangi bir bilimsel bulgunun bulunmadığı bilgisinin de altını çizdi.

İŞTE CORONA VİRÜSÜN 3 BOYUTLU GÖRÜNTÜSÜ (YERLİ MİKROSKOP ILE GÖRÜNTÜLENDİ)

Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Ümit Çelik; ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Oral ve ekibi tarafından tarafından geliştirilen ve TESİD ödülü alan yerli ve milli atomik kuvvet mikroskobunu kullanarak yaptığı çalışmada, corona virüsü 3 boyutlu olarak görüntülemeyi başardı. Yurt dışındaki çalışmalarda, elektron mikroskobu ile görüntülenen koronavirüsün dikenli top şeklindeki görüntüsünün, numune dondurularak vakumda alındığını anlatan Çelik, kendi çalışmalarında ise numunenin inaktif edildikten sonra kurutularak doğrudan görüntülendiğini belirtti.

Bu yüzden virüs üzerinde yer alan dikenimsi düzenli protein dizilerinin denature olarak düzenli bir şekilde gözükmediğini belirten Çelik, virüsün, yaşadığı gerçek sıvı ortamında görüntülenmesi çalışmalarını tamamladıklarında bu proteinlerin de görüntülenebileceğini bildirdi.

ATOMİK KUVVET MİKROSKOBUYLA ELDE EDİLMİŞ EN YÜKSEK ÇÖZÜNÜRLÜKLÜ GÖRÜNTÜ

NanoManyetik Bilimsel Cihazlar şirketinin kurucusu ve ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Oral ise Fırat Üniversitesinde gerçekleştirilen çalışmanın, koronavirüsün atomik kuvvet mikroskobuyla elde edilmiş dünyadaki en yüksek çözünürlüklü görüntüsü olduğunu söyledi.

SANTEZ ve TÜBİTAK Ar-Ge projelerinin desteğiyle geliştirilen mikroskobun, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) gibi kuruluşlar tarafından da kullanıldığını ve Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) ödülü aldığını ifade eden Oral, “Geçmişte bu mikroskobun geliştirme ekibinde kritik görevler üstlenen Dr. Ümit Çelik’in, Fırat Üniversitesindeki bu başarısı sürpriz olmadı. İleri görüntüleme aşamaları devam eden çalışmada elde edilen analizler, bilim dünyasında koronavirüsle ilgili bilinmeyenlerin aydınlatılması için kullanılacaktır. ODTÜ araştırmacıları olarak biz de bu görüntülerin analizlerinde, Fırat Üniversitesi ekibine yardımcı oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

NTV











Başa dön tuşu